Babaeski İlçe Milli Eğitim Müdürü Kadriye Tokat, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen programda bir konuşma yaptı. Tokat konuşmasında, “İnsan doğası gereği daima yeniliklere açık, öğrenmeye meyilli bir yaradılışa sahiptir ve her insan bir yol göstericiye ihtiyaç duyar. Bu yol gösterici Öğretmendir.” Dedi.
24 Kasım Öğretmenler Günü, Babaeski’de kutlandı. İlk tören saat 10:00’da Atatürk Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından çelenk sunulması ile başladı. Çelenk sunma töreninin ardından Saygı Duruşunda bulunuldu ve ardından İstiklal Marşı okundu. Burada çelenk sunma törenin ardından program saat 15.30’da Cumhuriyet İlkokulu Salonu’nda devam etti.
24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Babaeski Şehit Ersan Yenici Anadolu Lisesi tarafından hazırlanan program Saygı Duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı.
24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen programda bir konuşma yapan Babaeski İlçe Milli Eğitim Müdürü Kadriye Tokat şunları söyledi:
“Öğretmenlik insanlık tarihinin en anlamlı ve ölümsüz mesleğidir. Öğretmenlik, sevginin, sabrın, fedakârlığın ve aşkın önkoşul olduğu bir meslektir. Sevginin, sabrın, fedakarlığın, iyiliğin, güzelliğin sembolü olan öğretmenlerimize sevgi ve saygılarımı sunarak konuşmama başlamak istiyorum. 24 Kasım Öğretmenler Günü Programımıza hepiniz hoş geldiniz.
Yeryüzünün bütün uluslarının en başta gelen ortak dileği, “daha mutlu, daha aydınlık bir geleceğe kavuşmak” değil midir? Atatürk, bu evrensel özlemi, Onuncu Yıl Nutku’nda şöyle dile getirmiştir:
“Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafiyle âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.”
Ulusların bu büyük amaca ulaşabilmek için bulabildikleri tek yol da “eğitim – öğretim”dir. Devlet, eğitim ve öğretim görevini öğretmenlerine vermiştir.
Ben bu mesleği önce kendi öğretmenlerimden öğrendim. Hiçbir karşılık beklemeden maddi manevi beni geleceğe hazırlayan öğretmenlerimden öğretmenliğin gönüllülük olduğunu, annelik, babalık olduğunu öğrendim ve gün gelip atandığında ülkemin en ücra köşesine; okuluna, öğrencilerine ulaşmak adına yolda şehit olan öğretmen arkadaşımdan öğretmenliğin fedakârlık olduğunu öğrendim. ‘Öğretmen’ kelimesinin içi o kadar doluymuş ki her geçen gün yeni bir özelliğini öğreniyorum hala. Ama artık öğrencilerim öğretiyor bana ayrıntıları. Ben onlara bilgimi verirken; onlar bana mesleğimi veriyor. Öğretmenliğimi…
Kıymetli Meslektaşlarım;
Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Öğretmenler; yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri sizler yetiştireceksiniz, yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır!” sözü bize ışık tutmaktadır. Mevlana’yı, Yunus Emre’yi, Hacı Bektaş-ı Veli’yi, Ahmet Yesevi’yi, Mimar Sinan’ı yetiştiren öğretmendir, Alpaslan’ı, Fatih’i, Yavuz’u ve Mustafa Kemal’i yetiştiren, Öğretmendir. Bizleri yetiştiren de bir öğretmen değil midir?
İnsanoğlunu beşikten alarak mezara kadar götürüp teslim eden, dünyanın en büyük mesuliyetine sahip insandır. Kaderimizin hakikatinin işleyicisi, karakterimizin yapıcısı, kalbimizin çevrildiği her yönde kurucusu odur. Öğretmenlik genç ruhları kendisine mahsus manada bir örs üstünde döverek işleyen usta bir demircidir.
Yunus Emre: “Dostun evi gönüllerdir, Gönüller yapmaya geldim.” diyor. O halde, Gönüllere talip olmalıyız. Gönüllere girmeliyiz. Çocuklarımızın “Kalbine dokunmalıyız.” sevgiyle, merhametle, sabırla ve şefkatle…
Bizler, öğrencilerimiz için bir öğretmen olmanın yanında, bazen bir anne, bazen bir baba ve bazen sığınılacak bir limanız. Bu sebeple, sevginin yanında “Güven” vermeliyiz ve onlara “Güven” duymalıyız. Adeta; gül yetiştiren bahçıvan edasıyla, onları yetiştirmeliyiz. Şair ne güzel söylüyor:
Sizler gönül bahçeme, Dikip katmer katmer Açmasını beklediğim GÜLLERSİNİZ!
Sizler alnımızda Bin bir renkle bezediğimiz TÜLLERSİNİZ!
Sizler İNANÇ gibi yüce SEVGİ kadar gerçek bildiğimiz HALLERSİNİZ!
Öğrencilerimizi bilgiyle donatırken; onları vicdanlı ve ahlaklı olarak da yetiştirmeliyiz. Onlara örnek ve model olmalıyız. Milli ve manevi değerlerimizi; vatan sevgisini, millet sevgisini ve bayrak sevgisini vermeliyiz.
Değerli Öğretmen Arkadaşlarım,
Bir sevdadır öğretmen olmak…
Öğretmen olmak bir yürek işidir çünkü, beyninizle yüreğinizi birleştiren bir köprüdür.
Mustafa Kemal?in Kocatepe?den bakışıdır öğretmen olmak, dalga dalga sürüklemektir gençleri…Samsun?dan karanlığın üstüne doğmaktır öğretmen olmak…Önüne katıp cehaleti Ege?de sulara gömmektir. Berrak bir Türkçe?dir öğretmen olmak, diline kültürüne sarılmaktır. Ayyıldız olup göklerde dalgalanmaktır öğretmen olmak. Sözün özü bir sevdadır öğretmen olmak, yüreklerde vatan vatan atmak, damarlarda bayrak bayrak dolaşmaktır.
Aydınlattığınız her beyinde çoğalmak, boğduğunuz her karanlıkta bahar toprağı olmaktır. Bereketli ve doğurgan bir bahar toprağı…Verdiğiniz her bilgi cemre olup düşmüştür zemheri ayazının üstüne ve toprak sıcaktır, su sıcak, hava sıcaktır artık. Dallar meyveye durmuştur gayrı..
Nasıl yok olduğunuz söylenebilir?Şimdi varsınızdır asıl. Büyüyen her fidanda, açılan her goncada renginiz, kokunuz vardır çünkü. Bakın çevrenize, elleri çalışkan, yüreği umuda gebe, ülkesinin geleceğini vicdanı ile hazırlayan, gözlerindeki coşku ile ?Bir sevdadır öğretmen olmak.? diyen birini görürseniz onun adıdır Öğretmen
Sevgili öğrenciler;
Bizler sizleri hayata en iyi şekilde hazırlamak, insan olduğunun farkında olan, fikri hür vicdanı hür kişiler olarak yetiştirmek istiyoruz. Öğretmenler genelde bir bahçıvana benzetilir. Öğretmenleriniz Türkiye’nin çeşitli yerlerinden ellerine sinen çiçek kokuları ile buradalar. İstiyoruz ki bu okulda da çiçekler toplayalım, sizler diken olup ele batan can acıtan değil, hoş kokusuyla etrafını mutlu eden insanlar olun. Yüreği masumiyetle dolu, gözleri parlayan, yüzü kadar fikirleri de aydınlık olan insanlar olun.
Kıymetli Hazirun,
21 Kasım 2022 tarihinde saat 11 00 sıralarında bundan 3 gün önce hain terör örgütünün roketli saldırısında minicik yavrularımızı hedef aldığı Gaziantep’in Karkamış ilçesinde roketlerin düşmeye başlaması ile birlikte Kocatepe İlkokulu öğretmenimiz Ayşenur Alkan, olay anında ona emanet çocuklarımızı sığına yönlendirmiş, dışarıda kalan var mı diye sığınaktan çıkıp koridorları kontrol ettiği anda şehit olmuştur. İşte Öğretmenlik budur…..
Kıymetli meslektaşlarım, ONA EMANET EDİLEN YAVRULARINI HERŞEYDEN CANINDAN ÜSTÜN TUTMAKTIR ÖĞRETMENLİK
ÖĞRETMENLİK ÖLÜMÜ ÖLDÜRMEKTİR. .
Ellerimde tebeşir
Cehalete beyaz çizgiler çiziyorum
Ve asla mağlup olmuyorum
Ben tükenirken ,
Kara gözlü çocuklarımın bakışlarında
Yeniden diriliyorum …..
Ben tükenirken
Aslında …. Hep varoluyorum
Ben Öğretmenim ….
Ben hiç ölmüyorum…..
EVET DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM ,
Biz hiç ölmüyoruz . Yetiştirdiğimiz her evlat ile hep yaşıyoruz. Onlara öğrettiğimiz her bilgide ,her güzel davranışta BİZ yaşıyoruz . Tıpki bizim öğretmenlerimizin bizde yaşadığı gibi
Bu duygularla, başta Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehit öğretmenlerimiz olmak üzere, ebediyete intikal eden tüm öğretmenlerimizi saygı, şükran ve rahmetle anıyorum. Tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutluyor , saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”
