Babaeski Emekliler Sendikası, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir etkinlik düzenledi. Düzenlenen etkinlikte konuşan Başkan Refiye Dülger, “Bu yıl 8 Mart’ı büyük bir ekonomik, sosyal, siyasal kriz ve hepimizi derinden sarsan deprem felaketleriyle karşıladık. Tıpkı yaşadıkları dönemde olduğu gibi deprem, kadınları ve kız çocuklarını daha fazla etkilemiş, kadınların sevdiklerinin acısıyla yaşamını yeniden kurmaları, geride kalanların yaşamlarını idame ettirmeye zorlamış ve depremin fizikselleri, psikolojik yüküyle baş başa bırakmıştır.” Dedi.

Babaeski Emekliler Sendikası, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla sendika binasında bir etkinlik düzenledi. İstiklal Marşı’nın okunması ve saygı duruşunda bulunulmasının ardından başlayan etkinlikte konuşan sendika Başkanı Refiye Dülger şunları söyledi:

“Bir doğa olayı olan deprem, yönetim rantçı politikaları ve deprem sonrasındaki organizasyonsuzluğu nedeniyle felakete dönüşmüştür.  Bu felaket kadınların yükünü artırmış, kadınları temel ihtiyaçlarına erişemez hale getirmiş.  Barınma temelde dahil olmak üzere su, tuvalet ile hijyen malzemelerine erişim, aradan geçen bir aylık süre içinde dahi giderilememiştir.

Siyasi iktidar sorumluluğunda olduğu gibi depremde de toplumsal cinsiyet tüketimine yönelik kadınları koruma ve destekleme mekanizmalarını hayata geçirmemiştir.  Depremden etkilenenler ve kadınları depremin yıkıcı sonuçlarıyla baş başa bırakmıştır.  Kadınlara ve kız çocuklara yönelik kamucu sosyal politikalar bölgedeki yaraların sarılmasında öncelikli olmalıdır.

Türkiye’de kadınların geçmişten bugüne kadar her türlü eşitsizliğe ve ayrımcılığa karşı eşdeğer işe eşit ücret diyerek başta çalışmaya gitme, işyerlerinde, sokakta ve yaşamın her alanında toplumsal cinsiyet davranışlarını elde etmek için mücadeleye devam ediyor.  Bugün depremin açtığı yaraları sarmak için de ülkenin dört bir yanında kadınlar ekonomik kriz ve depremin getirmiş olduğu eşitsizlikleri, yoksunlukları, acıları gidermek için dayanışmayı ilmek ilmek örüyor.  Kadın mücadelesi yaşamını her alanda değiştirmeye ve dönüştürmeye devam ediyor.

Biz DİSK’li kadınlar olarak İran ve Afganistan’da “Kadın Yaşam Özgürlük” şiarını yükselten kız kardeşlerimizin mücadelesini selamlıyoruz.  Bizler erkek ilkelerine, eşitsizliklere, ayrımcılığa, şiddete ve tacize, nefret söylemine, karar mekanizmalarından dışlanmaya ve yok sayılmaya karşı mücadeleyi yükselteceğiz.

Eşit, özgür, laik ve demokratik bir yaşam, dayanışma ve mücadeleyle hep birlikte kuracağız.

TALEPLERİMİZ

1) Çalışma makinesi kadınına yönelik her türlü dalgalanma terk edilmeli, güvenceli ve insan onuruna yaraşır işler yaratılmalıdır.  Depremden etkilenen kadınların istihdama katılmaları için özel önlemler alma süreleri.  Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi güvenceli güvencesiz ve kayıt dışı çalıştırmaya son verilmeli, güvenceli iş, güvenli yaşam koşulları sağlanmalıdır.

2) Kadınların istihdama katılımının önüne geçilmesi engellenmelidir.  Bakım ve ev işi Hamileliği alacak ücretsiz, hamile kreş ve bakım yaşlı evleri yaygınlaştırılmalı, erkek çalıştırma de kreşlerinden faydalanmalıdır.  Bu talepler deprem bölgesinde de hızla hayata geçirilmelidir.

3) Barınma en temel haktır.  Depremin kısa sürede çocuklarına güvenli barınma imkânı sağladı.  Kadınlar ve kız çocukları için güvenli yaşam alanları oluşturulmalıdır.  Deprem sonrası artacak olan şiddet, taciz ve istismara karşı özel önlem almaları gerekiyor.

4) Kadın ve kız çocuklarının temel gereksinimlerinden olan hijyen kiti, mama ve bez vb.  Ürünlerin ücretsiz, düzenli ve sürekli bir şekilde deprem bölgeleri organize edilmelidir.

5) İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin bir şekilde uygulanır.

6) ILO 190 Sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylanmalıdır.

7) Toplumsal cinsiyet değerleri, çalışma yaşamı başta olmak üzere yaşamak her alanı hayata geçirilmeli, kadınların karar mekanizmalarında yer tutmalarını sağlayacak politikalar uygulandı.

8) Kamu hizmetleri başta kadınlar ve kız çocukları olmak üzere, eşitsiz ve koruma gereken gruplar için yeniden organize edilmelidir.

Depremde yakınlarını kaybeden, hayatını yeniden yaşayan çalışanlar, depremin neden olduğu bütün zorluklarla mücadele eden, depremden etkilenen başta kadınlar olmak üzere herkesle dayanışma içinde geçen iletiyor, “Dayanışma Yaşatır” diyoruz.”

Dülger’in konuşmasının ardından Disk Emekliler Sendikası MYK Üyesi Kadın Genel Sekreteri Mehtap Çakır bir konuşma yaptı. Çakır konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“DİSK Emekli-Sen olarak, bu köhne düzenin tam karşısında; toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaşamın her alanında sağlanacağı eşit yarınlar için mücadele ediyoruz.

Şiddet ve ayrımcılığın her türlüsüne karşı İstanbul Sözleşmesi Yaşatır demekten vazgeçmiyoruz.

8 Mart’a büyük bir yıkımın ertesinde girerken; afetlerde ve kriz dönemlerinde yaşanan tüm olumsuzlukların sınıfsal eşitsizliklerin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitsizliği temelinde ortaya çıktığını görüyor ve biliyoruz.

Tarih boyu savaşa, açlık ve yoksulluğa, taciz ve tecavüze sahne olmuş bu sisteme karşı hakları için direnen, barış için haykıran, sokağa çıkan, kahkaha atan, üreten, özgürleştiren, enkazın altından yaşamı yeniden kurmaya inat eden kadınları selamlıyoruz.”