Babaeski ilçesinde Babaeski Ziraat Odası önderliğinde STK’ların katılımı ile balık ölümlerine ilişkin basın açıklaması yapıldı.
Haber: Umut AL
Babaeski Ziraat Odası Başkanı Şahin Arslan, basın açıklamasında, “Babaeski sınırları içerisinde 7 tane deremiz var. geçmiş yıllarda bu derelerde balıklar tutuyor, çocuklar yüzme öğrenir, hayvanlarımız su içer ve tarlalarımız sulanırdı. Geçen yıl Çimenli Deresi, Kadıköy, Oruçlu, Karacaoğlan hattında bir önce ki yıl Üsküp deresinde, Kırıkköy, Düğüncülü hattında olmak üzere toplu balık ölümleri olmuştu. Ne yazık ki derelerimizi kirletenler bugüne kadar açıklanmadığı gibi yapılan soruşturmaların sonuçlarının akıbetini merak ediyoruz. Bugün buradan bu vahşeti yapanları, doğayı katledenleri kınıyoruz” dedi.
“Toplu balık ölümlerinin hangi tesislerin hangi tür atıklarının neden olduğunun tespit edilmesini, tedirginlik yaşayan üreticilerimize, halkımıza ve kamuoyuna açıklanmasını, Sorumluların sadece para cezası değil paraya çevrilemeyen müeyyidiler uygulanmasını istiyoruz” diyen Şahin Arslan, basın açıklamasında şu cümleleri kullandı: “Babaeski sınırları içinde olan şeytan deredeki toplu balık ölümlerini bizler ve halkımız 21 Mayıs Salı günü öğrendik. Ancak bu tür olayların genelde mesai dışında gece ve hafta sonları gerçekleştiğini düşünüyoruz, zamanında tespitlerin yapılamadığından dolayısıyla devlet kurumlarının sudan balıklardan örnek numune alana kadar, dereden akan sularla birlikte balıkları öldüren kimyasal veya her neyse kirliliği azalmış arınmış, balıklar ise kokmuş oluyor. Burada Salı günü yaptığımız bir tespitimizi sizlerle paylaşmak istiyorum. Aynı gün yaptığımız incelemelerde şehirden gelen sularda dere yatağı kodunun üstünde kümelenen su birikintilerinde balıkların yaşadığı ancak dere yatağından akan suyun içinde bir tek canlı bile olmadığını yaşamadığını gözlemledik. Bizler Babaeski halkı olarak derelerimizin üzerini kaplayan toplu balık ölümlerini görmek istemiyoruz. Balık ölümlerine sebep olan tesislerin, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada korunmamasını bu konunun oldubittiye getirilerek örtbas edilmesini artık kabul etmiyoruz. Balıkların zehirlenmiş olması ölü balıkların, şeytan derenin akış istikametinde olan ergene nehrine oradan da denize kadar ulaşma olasılığı yüksek olduğundan bu balıkları halkımızın yeme ihtimali ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Çeşitli nedenlerden dolayı kirlenen sulama suları toprakla buluştuğunda bitkisel ve hayvansal toprak canlılarını zarara uğrattığı gibi topraktan, tarlalarımızdan ürettiğimiz besin maddelerinin dengesini bozduğu gibi taban sularını etkilediği gibi içme sularımızı da içilmez hale getirir. Bizler sivil toplum örgütleri ve Babaeski halkı olarak devlet yetkililerimizden şirketlerin değil. Halkın çıkarlarının gözetilmesini. Toplu balık ölümlerinin hangi tesislerin hangi tür atıklarının neden olduğunun tespit edilmesini, tedirginlik yaşayan üreticilerimize, halkımıza ve kamuoyuna açıklanmasını, Sorumluların sadece para cezası değil paraya çevrilemeyen müeyyidiler uygulanmasını istiyoruz. Bir daha derelerimizden toplu balık ölümleri olmaması için halkımızın uyanık olmasını ve yetkililerin gereken denetim çalışmalarının eksiksiz yapılmasını, bölgede yaşayanlar olarak derelerimizin eskiden olduğu gibi tertemiz duru akmasının sağlanmasını istiyoruz. Derelerimize ve çevremize sahip çıkmazsak gelecekte daha kötü, telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşılaşacağımız gibi: gelecek nesillere ne diyeceğiz? Gelecek nesillerin bu kirlenme artışı sebebiyle bizlerden çok daha vahim bir tabloyla karşılaşacakları aşikardır. Bunu azaltmak gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak adına bizler bireysel ve kurumsal anlamada neler yapılması gerektiği konusunu araştırmalı ve zaman zaman bir araya gelerek politikalar üreterek sıkı takipçisi olmalıyız. Bizler bunlara hep birlikte sahip çıkmalıyız. Çünkü Dereler bizim, Doğa bizim, Babaeski bizim, Türkiye de bizim. Son pişmanlık bir şeye yaramayacağı için son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacağız diyorum. Sağlıklı bir çevre temiz bir dünyada yaşamak dileğiyle bütün katılımcılara teşekkür eder saygılar sunarım”
