Haber: Umut AL – Ercan ÜLGER
Sosyalist akımın en önemli hareketlerinden Devrimci Yol ‘un kurucularından Kırklarelili devrimci Nasuh Mitap, ölümünün 5. yılında Kırklareli’de anıldı.
Anma programı etkinlikleri kapsamında Kırklareli’de ‘Ülkemizde Tarım ve Hayvancılığın Sorunları’ konulu panel gerçekleştirildi.
Panele, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Bursa Milletvekili Ziraat Mühendisi Orhan Sarıbal, CHP Kırklareli Milletvekilleri Vecdi Gündoğdu, Türabi Kayan, CHP Kırklareli İl Başkanı Tayfun Okan Çobancık, CHP Babaeski İlçe Başkanı Erol Mutlu, Kaynarca Belediye Başkanı Serdar Türker, Babaeski Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Arslan, Babaeski Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sebahattin Öner ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Kırklareli’de ‘Ülkemizde Tarım ve Hayvancılığın Sorunları’ konulu panelde bir konuşma yapan Babaeski Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Arslan konuşmasında şunları söyledi; “Bizler zaman zaman çeşitli platformlarda tarım ve hayvancılığın sorunlarını dile getiriyoruz. Çiftçilerimizin sıkıntıları, sorunları gün geçtikçe artarak devam ettiğini gözlemliyoruz. Her yıl olduğu gibi geçtiğimiz üretim sezonunda çiftçilerimiz bir taraftan iklim koşullarıyla mücadele ediyor, diğer taraftan da artan girdi masraflarının yükünü çekerek, gecesini gündüzüne katarak çalışan çiftçilerimiz tarlasından bahçesinde alınterinin karşılığı olarak beklediği gelirinde azalmalar olmasına rağmen üretimini sürdürmeye çalışıyor. Üretimin sürdürülebilirliği ve verimliliğin sağlanması için başta mazot, sulamada elektrik, ilaç, gübre, yem olmak üzere girdi maliyetleri acilen düşürülmelidir.
Üretimden vazgeçemeyiz, üretimi arttırmak durumundayız. Biz çiftçilerin bütün derdi bu olmalıdır. Her zaman söylediğimiz gibi üretim, üretim, üretim. Tarım sektöründe ve diğer sektörlerde üretimin önündeki bütün engelleri kaldırmamız gerekiyor.
Maliyetlerin bu kadar arttığı bir dönemde birçok üründe ne yazık ki destekler yetersiz kaldı. Ancak bilindiği üzere tarım kanununda bütçeden ayrılacak kaynak gayrisafi milli hasılanın yüzde birinden az olamaz hükmü bulunmasına rağmen verilen desteklerin milli gelire oranı yüzde 0.4’e kadar gerilemiştir. Bizlerde çiftçilerimizle her fırsata birçok üründe desteğin yetersiz kaldığını dile getiriyoruz, yetkililerden de tarıma verilen desteklerin, üretimi destekleyecek düzeye çıkarılmasını talep ediyoruz. Bölgemizde ürettiğimi bütün bitkisel hayvansal ürünlerde pazar, pazarlama sorunları devam ediyor. Özellikle bu yıl mısır ve ayçiçekte piyasada oluşan fiyatlar maliyetin altında kalmıştır. Girdi fiyatlarının artışına rağmen ürün fiyatlarının geçen yıl ki seviyesine inmesi, üreticilerimizi üretimden soğutacaktır. Piyasa fiyatlarının gerilememesi için hasat devam ederken kesinlikle ithalat yapılmasının önüne geçilmesi gerekir.
Süt ve besi hayvancılığında da ciddi sorunlar yaşanmaya devam ediyor. Oluşan piyasada adeta yaprak kımıldamıyor. Piyasada hayvan alım satımları durağan vaziyette hayvan fiyatlarında geçen yıla göre düşüşler var, damızlık besilik hayvanını satmak isteyende, kesime gelen hayvanını kestirmek isteyen memnun değil, üreticilerimiz devletin yetkililerinin bu duruma el atmasını bekliyor.
En son ulusal süt konseyinin açıkladığı ve Kasım ayından itibaren geçerli olacak çiğ sütte litre başına 2,30 TL fiyat, artan maliyetler karşısında düşük kaldığı gibi litre başında verilen 25 kuruş desteklemenin devam edip etmeyeceği de muammadır.
Sadece biz değil uzmanlarda söylüyor! Süt/yem paritesi 1’e 1,5 olmalıdır. Yani üreticilerimiz bir litre sütle, bir buçuk kilo yemi rahatlıkla alabilmelidir. Dolayısıyla üreticilerimiz istikrarlı bir gelir elde edemiyor. Sektörde kazan kazan yok!
Sanayici kazanmaya devam ederken süt üreticimiz geçimini sağlayamıyor, üreticide kazanmalı ki sistem yürüsün.
Önümüzdeki aylarda maliyetler daha da artacak. Süt hayvancılığımız için zorlu bir dönem olacak. Hayvanların kesime gitmemesi için acilen tedbir alınmalıdır.
Üreticilerimiz ürettikleri bütün bitkisel ve hayvansal ürünlerde fiyat belirlemede söz sahibi olmadığından üreticinin alım gücü her geçen gün azalmış ve azalmaya da devam etmektedir.
Görüldüğü üzere çiftçimizin durumu gün gibi ortadadır. Kazananın da kim olduğu bellidir. Maliyet, enflasyon çiftçimizin omuzlarındadır ama kazanan sektördeki zincirde kim varsa tüccarından marketine çiftçimizin dışındaki herkestir.
Bu durumdan çiftçilerimizin nasibine düşen adeta çalışarak, üreterek borç ve borç artırma sarmalına girmek düşmüştür. Her yıl hasat sonrası bekleyen kredi taksitlerinin ödeme zamanı gelmiş, çoğu çiftçimizin kredi vadeler geçmiş, adeta borç stoku oluşmuştur. Geçen yılın üretim sezonu ile bu yıl ki üretim sezonu kıyaslandığında, sadece bir yıl içerisinde girdi maliyetlerinde ortalama yüzde yemiş yüzde yüze varan artışlar olduğundan para kazanamayan üreticilerimiz borçlarını ödemekte zorlanıyorlar. Çiftçilerimize alacaklı kurumlar uyarı yazıları göndermektedirler. Ödeyemedikleri takdirde hepsi icralık olacak, kefillerle asıl borçlular arasında sorunlar her geçen gün artıyor, tüm bu biriken artan borçların bir hasat sezonunda bir defada ödenmesi mümkün değildir. Borçların acil olarak faizsiz yapılandırılmasını talep ediyoruz.
Tarım meşakkatli zor zanaattır. Çiftçimizin, tarım ve hayvancılığın sorunları çözülmeden, bu ülkenin sorunları çözülmez, herkesin bunu bilmesi öğrenmesi lazım. Tarımın sorunlarını hep birlikte çözmek zorundayız. Başka çare yok! Biz, sorunlar çözülünceye kadar intikal ettirmeye seslendirmeye devam edeceğiz. Bizler bu konuda ziraat odaları yöneticileri olarak her türlü desteği vermeye hazırız diyorum” dedi.
