Babaeski’de Perşembe pazarına doğru giderken yolun sağ tarafından kalan bu esrarengiz mezar Babaeskililerin dikkatini çekmeye devam ediyor.
Civarda oturanların belli rivayetlere inandığı, hikayesini pek kimsenin bilmediği mezarı görenler evlerin arasında kalmış bu mezarı merak ediyorlar.
Babaeski Hacıhasan Mahallesinde, Perşembe pazarına doğru inerken sağ tarafta kalan kimsesiz mezar merak uyandırıyor. Civarda oturanların dışında hikayesini pek kimsenin bilmediği mezarı görenler evlerin arasında kalmış bu mezarı merak ediyorlar.
Uzun yıllardır orada olduğun bilinen gizemli mezarın gerçek sahibini pek kimse bilmiyor.
Mezarla ilgili civar esnafla görüşerek bilgi almaya çalıştık. Mezarla ilgili en fazla bilgiyi alabileceğimizin söylendiği Fatma teyzeyi bulduk. Fatma teyze mezarın halk arasında şehit mezarı olarak bilindiğini ifade etti. Rivateye göre savaş döneminde şehit olmuş bir askerin mezarıymış. Fatma Teyze gönüllü olarak mezarın bakımını üstlenmiş.
BAKIMINI FATMA TEYZE ÜSTLENMİŞ
Mezarın bakımını yapan Fatma Teyzenin anlattıklarına göre, rivayet odur ki, mezarda yatanın mahalle sakinlerin göründüğü anlatılıyor. Hatta bazı rivayetlere göre de, mezarın yanında bulunan esnafta manevi olarak fayda gördükleri de söyleniyor. Mezarın bakımını üstlenen Fatma teyze, Mezarın mezar taşını da kendisinin yaptırdığını söyledi.
BABAESKİLİLER GÜLVEREN BABA OLARAK BİLİYORLAR..
Babaeskili Araştırmacı Mucit Öztabak’ın araştırmalarına göre ise, kimse tarafından sahibi bilinmeyen ve şehit mezarı olarak anılan mezarın sahibi aslında Babaeskililer tarafından Gülveren Baba olarak bilinen bir zaat. Babaeskili Araştırmacı Mucit Öztabak’ın araştırmalarına mezar hakkında şu bilgileri kaleme aldı:
“Babaeski’dendir. Şuhidi Mahlasıyla meşhurdur. Asıl adı Mehmet’tir. Abdurrahim Rahmani adını da kullanmıştır.
Yaşamı konusunda yeterli bir bilgi yoktur ancak iyi bir öğrenim gördüğü sanılmaktadır. Şiirlerinin pek azı günümüze ulaşabilmiştir. Osmanlı Müelliflerindeki bilgilere göre mürşidi Ali Köstendilli’nin sözlerini derlediği bir yapıtı, Şuhudi takma adıyla bir divanı, teksiresi ve Telvuhatı Subbaniye adlı bir çevirisi vardır. Bunlar bulunamamıştır.
Evliya Çelebi seyahatnamesinde bu zat için; “Babaeski’dendir. Maddi ve Manevi ilimle meşhur, güzel yazı yazmakta da alim idi. Saru Saltuk Babanın tekkesinde gömülüdür. “
Lemazat isimli eserde ise Şeyh Şuhudi Efendi için şöyle denilmiştir. “Tanınmış velilerdendir.Asıl ismi Muahmmed’dir. Hasköy’de doğdu. Edirne’nin Babaeski kasabasında Ali Paşa Camiinde imam-hatiplik yaptı. 1612 (H. 1021) senesinde Babaeski’de vefat etti.”
MEZAR HAKKINDA
Babaeskili Araştırmacı Mucit Öztabak’ın araştırmalarına göre “Tuğladan yapılmadır. Mumyakma haznesi vardır. Duvar bitimi damlalıklı beton dökülerek harpuşta yapılmış, ancak eğim verilmemiştir. Toprağa gömülü eski kalıntılardan kalma bir temeli olabilir. Son olarak Mahalleden biri onarmış, dışını püskürtme kaba sıva ile sıvamıştır. Lamayla yapılan bu bezeme çok yaygın olarak her yerde yapılan ve yapımı kolay olan bir motiftir. Her hangi bir özelliği yoktur.”