Haber:Hicran SÜNGÜ
18 Mart Çanakkale Zaferi münasebetiyle Babaeski’de düzenlenen programların ikincisi Babaeski Şehitliğinde yapıldı.
Düzenlenen anma programına Babaeski İlçe Kaymakamı Tarkan Keskin, 1. Zırhlı Tugay Komutan Vekili Coşkun Önal, Babaeski Belediye Başkanı Av. Abdullah Hacı, Alpullu Belediye Başkanı Saim Kırcı, Babaeski Cumhuriyet Savcısı Fatih Koz, İlçe Jandarma Komutanı Jandarma Binbaşı Mustafa Gümüşoğlu, İlçe Emniyet Müdürü Hakan Hatip, AK Parti Babaeski Teşkilat başkanı Cengiz Demircan, Cumhuriyet Halk Partisi Babaeski İlçe Başkanı Erol Mutlu, İlçe Müftüsü Mehmet Şimşekoğlu, Babaeski Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü Şafak Memi, Trakya Birlik Yönetim Kurulu Başkan vekili Hilmi Kahraman, Babaeski Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sebahattin Öner, Babaeski Yağlı Tohumlar Kooperatifi Başkanı Mülayim Güler, Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifi Müdürü Nigar Gülsüm, İlçe Milli Eğitim Müdürü Kadriye Kahraman Tokat, Muharip Gaziler Derneği Başkanı Namık Kahraman ve Gaziler, Babaeski Balkan Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Mümin Gençoğlu, Babaeski Sivil Toplum Kuruluşlarının ve Resmi Kurum ve Kuruluşların idarecileri ve vatandaşlar katıldı.
Babaeski Şehitliğinde düzenlenen törenler Merasim Mangası tarafından yapılan saygı atışı, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşımızın okunması ile başladı.
Babaeski Şehitliğinde düzenlenen Anma Programında Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Öğretmen Üst Teğmen Nuri Altıntaş yaptı. Altıntaş yaptığı konuşmada şunlara yer verdi;
“Bugün; yüce Türk Milletinin bağımsızlığı ve kutsal vatan topraklarının bütünlüğü uğrunda, kahraman vatan evlatlarımızın, üstün bir cesaret ve feragat örneği göstererek, şehitlik mertebesine ulaşmalarının anıldığı gündür.
Bugün; aynı zamanda, tüm imkânsızlıklara rağmen, Çanakkale’nin geçilemeyeceğinin, Türk Milleti’nin esir edilemeyeceğinin, Türk Vatanının parçalanamayacağının tüm dünyaya haykırıldığı, 18 Mart Çanakkale Zaferinin 102’nci yıl dönümüdür.
Bu zafer; yıkılmakta olan Osmanlı Devletinin küllerinden yeni bir Türk Devletinin doğmasının ve Türk benliğinin kazanılmasının ilk kıvılcımını veren bir kahramanlık ve diriliş destanıdır. Tarihe bu destanın yazıldığı gün, tüm “şehitlerimizi anma günü” olarak kabul edilmiştir.
Aziz şehitlerimizi, böyle anlamlı bir günde saygı, şükran ve minnet duygularıyla bir kez daha anıyoruz.
Bugün; bayrağımızın sonsuza kadar göklerde özgürce dalgalanması, ülkemizin ve milletimizin bağımsızlığı ve bütünlüğü ile ulu önder Atatürk’ün gösterdiği çağdaş medeniyet seviyesine ulaşma ve geçme uğrunda, ettikleri yeminlerine sadık kalarak, canlarıyla bu toprakları vatan yapan, kanlarıyla bayrağımızı renklendiren, Türk ulusunun “yok oldu” denilen anlarda bile dirilmesini sağlayan, milletinin vicdanında ve gönlünde en kutsal ölümsüzler olarak yaşayan, kahraman şehitlerimizin günüdür.
Tarihimiz; her millete nasip olmayan kahramanlık destanları ile doludur. Malazgirt’te, Niğbolu’da, Kosova’da, Plevne’de, Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, terörle mücadelede, demokrasi uğruna 15 Temmuz’da destanlar yazılmış ve Türk vatanseverlik, asalet ve kahramanlık değerleri en yüksek seviyelere ulaşmıştır.
Devletimizin kurucusu, Çanakkale kahramanı Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale muharebelerinde Alay Komutanı dahil hepsi şehit olan 57’nci Alayın kahraman askerlerinin sahip olduğu bu yüksek ruhu şu şekilde anlatır:
“Karşılıklı siperler arasındaki mesafemiz 8 metre. Yani ölüm muhakkak! Birinci siperdekiler hiç biri kurtulmamacasına şehit düşüyor. İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerlerine gidiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir tereddüt bile göstermiyor. Sarsılmak yok. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren hayrete ve tebrike değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur.”
Bugün; ülkemizin birlik ve bütünlüğü ve halkımızın huzuru için canını verenlerin gösterdiği kahramanlık ve fedakârlık, Çanakkale’de ülkemizi işgal etmek isteyenlere karşı canını feda edenlerin gösterdiği fedakârlıktan daha az değildir.
Değerli şehit aileleri;
Ne mutlu sizlere ki, evlatlarınız kendilerinden öncekiler gibi içtikleri askerlik yeminine sadık kalarak, vatan ve millet uğrunda, canlarını seve seve feda ettiler. Onlarla ne kadar övünseniz, ne kadar gurur duysanız azdır. Sizler, böyle kahraman evlatlara, bizler ise, böyle yüce silah arkadaşlarına sahip olmanın haklı gururunu taşıdığımız sürece, şehitlerimizin ruhu şad olacak ve sonsuza dek Türk Milleti’nin kalbinde yaşayacaktır.
Yüce Türk Milletinin kahraman şehitleri;
Bizler, bu topraklarda bağımsız ve onurlu yaşamanın, şanlı al bayrağımızı göklerde özgürce dalgalandırmanın bedelinin nasıl ödendiğinin, bu uğurda nasıl fedakârlıklara kazanıldığının bilinci içerisindeyiz.
Bugün bu vatanda yaşayabiliyorsak, hiç şüphe yok ki bunu, anne ve babalarını evlatsız, evlatlarını yetim, eşlerini gözü yaşlı bırakan, kadını ve erkeği, genci ve yaşlısı ile bu kutsal topraklan kanlarıyla sulayan siz aziz şehitlerimize borçluyuz.
Bizlere emanet ettiğiniz şanlı bayrak ve kutsal vatan için nöbet sırası şimdi bizdedir. Aldığımız yüce emaneti, kendimizden sonra gelenlere devretmeden son nefesimizin verilmeyeceği bilinciyle dimdik vazifemizin başındayız.
Türk ulusunun bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetlerinin mensupları olarak bizler, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşında atalarımızın sergilediği kararlılık ve inançla bugün de diyoruz ki;
“Sizler, toprağın bağrında şerefle yatarken, mensubu olduğumuz milletimiz ve onun bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri, 21’inci yüzyılda da bize emanet ettiğiniz vatanı korumak için dimdik ayaktadır. Şanlı bayrağımızın dalgalandığı her karış vatan toprağı, bizden sonra da her ne pahasına olursa olsun korunacaktır. Uğruna şehit olduğunuz bu vatan ve cumhuriyet, mevcudiyetimizin esası olarak sonsuza dek yaşatılacak ve nesillerden nesillere devredilecektir.”
Bu duygularla sözlerime son verirken;
Başta ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, vatanın bağımsızlığı, Türk Ulusunun birlik ve beraberliği için canlarını feda etmekten çekinmeyen aziz şehitlerimize Allahtan rahmet diliyor, kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor, uzak diyarlardan gelerek bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken ve bugün Mehmetçiklerimizle Gelibolu’da yan yana, koyun koyuna yatan, bütün kahramanların aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.
Çanakkale’de devleşen, gönüllerimizde ebedileşen Yüce Kahramanlar, Ruhlarınız Şad olsun.
Şehit Aileleri adın bir konuşma yapan Şehit Turgay Süzgen’in babası Ali Süzgen yaptığı konuşmada şunlara yer verdi;
Sayın kaymakamım, sayın garnizon komutanım, sayın belediye başkanım ve değerli misafirler
Ben 1992 yılında şehit olan topçu asteğmen Turgay Süzgen’in babası Ali Süzgen’im.
Ülkemizin bağımsızlığı, bütünlüğü ve cumhuriyet uğruna canlarını hiçe sayarak ölüme koşan yurdumuzun ve dünyanın dört bir köşesinde şehitliklerde elbiseleri dahi çıkarılmadan bilinmeyen yerlerde , “kefensiz bazıları da mezar taşı olmadan ama görevini yapmış olmanın huzuru içerisinde ” yatan kahraman şehitlerimizi minnet ve şükran duygularımızla anmak üzere toplanmış bulunuyoruz.
Bugün;
Dünyada Türk adının duyulduğu andan itibaren bayrağımızı yeryüzünün her noktasında taşıyanların üç kıtayı Türk yurdu haline getirenlerin, Türklük uğruna bedenlerini toprağa koydukları gündür.
Bugün;
Yurdumuzun semalarında, denizlerinde, Malazgirt’te ve Kosova’da Niğbolu’da, Yemen’de, Galiçya, Kafkasya, Sarıkamış, Çanakkale, Kocatepe, Kore, Kıbrıs’ta ve teröristle mücadelede şehit olanların günüdür.
Bugün;
Ölümsüzlük şerbetini içenlerin Tanrı’ya kavuştukları
Gündür.
Bugün;
Barutun kanla, kanın canla, canın vatan, namus ve bayrak
Uğruna destanlaştığı gündür.
Bugün;
Yâre nişandır tenine erlerin, şehitlik son rütbesidir. Askerin.
Deyip oğlunun tertemiz alnını öperek son yolculuğuna uğurlayan şehit asker, polis, öğretmen, doktor ve memur ana babalarının ve evlatlarının günüdür.
Şehitlerimiz, binlerce yıldan beri, Türk’ün milli varlığını sürdürmek için; vatan, millet, istiklal, hürriyet, insanlık ve barış ülküsü uğruna canlarını feda ettiler.
Terörle mücadelede pek çok erimizi, astsubayımızı, subayımızı, generalimizi, polisimizi, doktorumuzu ve öğretmenimizi şehit verdik. Onlar kahramandı… Onlar cesurdu… Onlar gerektiği için canlarını büyük Türk milleti için verdiler. Aziz şehitlerimiz size minnettarız, sizi unutmayacağız.
Türk vatanın kutsallığını, Türk milletinin namusunu ve Türk milletinin bayrağının şanını canından üstün tutan şehitlerimiz, ne mutlu ki size en kutsal emanetinizi aldığınız gibi lekesiz ve tertemiz sahibine ulaştırdınız.
Aziz şehitlerimizi şehitler günü vesilesiyle toplanmış olduğumuz bu mekânda sizleri bir kez daha rahmet ve şükranla anıyoruz. Ruhunuz şad olsun.
Yapılan konuşmaların ardından öğrenciler şiirlerini okudu ve İlçe Kaymakamı Tarkan Keskin Şehitlik Defterini imzaladı Keskin Şehitlik Defterine şunları yazdı;
“Bu kutlu topraklardaki istiklal mücadelemiz on yıllardır devam etmektedir. Hala vatanımız için şehitler vermekteyiz. Geride gözü yaşlı çocuklar, anneler, eşler ve kardeşler bırakmaktayız. Atalarımızın şerefle bize teslim ettiği bu topraklar için verilmiş mücadelelerin belki de en çetini Çanakkale savaşıdır. Binlerce vatan evladı şehadete uğurladığımız bu savaş tarihin en düzenli dönüm noktalarındandır. Bu duygu ve düşüncelerle başta ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, vatan uğruna şehit düşmüş tüm şehitlerimizi minnetle yad ediyor, ruhları şad olsun diyorum.”
Şehitlik defterinin imzalanmasının ardından Babaeski Şehitliğinde ki mezarlara karanfiller bırakıldı ve ardından Dernek Camii İmam Hatibi Selami Gün tarafından Kuran-ı Kerim Tilaveti sundu ardından Babaeski Müftüsü Mehmet Şimşekoğlu şehitlerimiz için dualar okudu.
Okunan duaların ardından Babaeski Belediye Başkanlığınca Tansa Düğün Salonunda şehit ailelerine öğlen yemeği verildi.