Dünyanın kıtalar arası koşulan tek maratonu 45. İstanbul Maratonu 5 Kasım’da yoğun katılım ile gerçekleşti. Babaeskili sporcu Beste Alban, burada ilk maratonunu koştu.
Yurdun dört bir yanından katılan sporcular ile büyük bir tarihi gelenek devam ettirildi. Bu yıl Cumhuriyet’in 100. Yılı dolayısıyla daha anlamlı gerçekleşen maratona Babaeskili sporcu Beste Alban da katıldı. 42 kilometre full maratonu 4 saat 14 dakikada bitiren Alban, ilk maratonu olduğunu dile getirdi.
İlk kez 1972 yılında gündeme gelen etkinlik 1979 yılında hayata geçirildi. Tarihi köklerinin de verdiği anlamlı maratona bir de Cumhuriyet’in değeri katılınca daha da anlamlı bir hal aldı.
İki kıtayı dostluk ve centilmenlik duygusuyla birleştirmesi İstanbul Maratonu’na katılmaktan dolayı duyduğu mutluluğu dile getiren Alban’a spora olan tutkusunu ve geride bıraktığı 42 kilometrelik dev maratonu sorduk.
Adımlarıyla kıtaları bir birine bağlayan sporcu Beste Alban kimdir diye sorduk;
“Merhaba, ben Emine Beste Alban, 27 yaşındayım, psikolojik danışmanım, şu anda uzmanlığımı almak üzere gelişim psikolojisi alanında yüksek lisansımı yapmaktayım. Babaeski’de yaşıyorum.”
Zorlukları adımlarıyla aşıp 42 kilometrelik maratonunu tamamlayan başarılı sporcu Beste Alban ile söyleşi şu şekilde;
Öncelikle tebrikler, güzel bir performans gösterdin. Gülerek başladın gülerek bitirdin. Spora olan büyük bir tutkun var, nereden geliyor bu tutkun?
“Çok teşekkür ederim, böyle destek görmek harika. 3 sene öncesine kadar sporun hayatımda aktif bir şekilde var olduğunu söyleyemem. Lise ve üniversite yıllarımı spordan uzak geçirdim, fakat her zaman bir spor dalının parçası olmak istedim. Bu noktada koşu sporunu seçmemde aynı zamanda eski bir hakem olan ve 10’dan fazla kez İstanbul Maratonunu tamamlamış olan dayım M. Ercan Yücel’in payı büyüktür. Dayım kendi koşu deneyimleriyle koşu sporunu tanımama ve bir parçası olma isteğime sebebiyet verdi. Kendi kendime yaptığım antrenmanlara devam ettikçe bana hitap eden bir spor olduğunu fark ettim ve ait hissettim.”
Yarış ile ilgili ve elde ettiğin başarı ile ilgili duygu ve düşüncelerini paylaşır mısın?
“Bu benim ilk maratonumdu ve parkuru 4 saat 14 dakikada tamamladım. Maraton’u keyifle tamamlayabilmiş olduğum için mutluluk duyuyorum, kendim için koyduğum bir hedefi gerçekleştirebildiğimi görmek mutluluk verici. Maraton koşana kadar katıldığım her yarı maraton ve 10 km, 15 km koşuları için de aynı şeyi düşünüyor ve hissediyorum. Ve elbette maraton hazırlık sürecinde yapmış olduğum onca antrenman için de. Bunun çok uzun bir süreç olduğunu görüyor ve böyle bir sürecin parçası olduğum için kendimi şanslı hissediyorum.“
Gelecek hedeflerin nelerdir?
“Maratona katılan yüzlerce, binlerce insan koşu esnasında birbirlerine destek oluyor ve muhteşem bir atmosfer oluşuyor. Orada bulunan çoğu insan öncelikle kendini geçmeye ve kendi derecelerini geliştirmeye odaklanmış durumda. Koşunun bu kapsayıcılığını seviyorum, dolayısıyla ben de kendi derecemi geliştirmek, performansımı arttırmak ve yeni parkurlar deneyimlemeyi hedefliyorum. Yol koşuları dışında trail ve patika koşularını da deneyimlemeyi çok istiyorum. Farklı il ve ülkelerde düzenlenen koşulara katılmak da kültürel anlamda kazanım sağlamak adına çok keyifli duyuluyor.”
Antrenmanların ile ilgili bilgi verir misin?
“Antrenmanlarımda Art of Run isimli koşu grubumuzun antrenörü çok sevgili Ayhan Esen’den destek aldım. Kendisi önce koşu ve antrenman geçmişimi öğrenmek istedi, sonrasında ise bana uygun olacak şekilde bir antrenman programı hazırlayarak hedefime ulaşmamı sağladı. Antrenmanların büyük bir istikrar ve motivasyon gerektirdiği aşikar ama bence insan gerçekten çok istediği bir şey söz konusu olduğunda o fedakarlıkları yapabiliyor.
Farklı çeşitlerdeki koşu ve kuvvet antrenmanlarını, beslenme, uyku düzeni ve başka bir sürü dikkat edilmesi gerek noktayı coach Ayhan sayesinde öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum.”
Spor yapan ve yapmak isteyenlere öğütlemek istediğin şeyler var mı?
“Sporla ilgili en önemli şey bence kişinin başladığı, denediği sporu sevip sevmediğini anlayacak kadar devam etmesi ve sevdiği bir spor dalını bulana kadar denemekten vazgeçmemesi. Şu da unutulmamalı ki gelişim kısa sürede gerçekleşmiyor. O sebeple sevdiği spor dalını bulan kişilerin kendilerine küçük hedefler koymalarını ve o küçük hedefleri gerçekleştirmek için istikrarlı olmalarını öneriyorum. Ne kadar küçük de olsa o hedefi gerçekleştirdiğini görmek insana devam etme motivasyonu sağlıyor bence. Ve böyle böyle kendi gelişimini görmek, süreçten keyif almak çok değerli.
Cumhuriyetimizin 100.yılı olmasından dolayı bu maraton yüzyılın koşusu olarak anıldı ve coşkuyla düzenlendi, koşuldu. Bu duygulu bayramı binlerce insanla spor yaparak kutlamak bu coşkuyu daha da arttırdı ve değer kattı diye düşünüyorum. Herkese spor dolu sağlıklı günler dilerim.”
Haber Merkezi