Babaeski Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Arslan, buğday hasat döneminin yaklaşmasıyla
birlikte buğday üreticilerinin karşılaştığı sorunları gündeme taşıdı.
Başkan Arslan, yaptığı açıklamada,;Ülkemizin hemen hemen her bölgesinde üretimi yapılan, tarımsal
üretimin ve gıda sanayinin vazgeçilmez ham maddesi buğdayda hasada sayılı günler kaldı. Her yıl
olduğu gibi bu yıl da çiftçilerimiz artan maliyet karşısında ürettiği üründen hak ettiği geliri elde etmeyi
bekliyorum; dedi.
MAZOT VE GÜBRE FİYATLARI ARTIYOR: BUĞDAY ÜRETİCİLERİ ZOR DURUMDA
Maliyetlerdeki artışa dikkat çeken Başkan Arslan, şunları dile getirdi; Tarımsal üretimin ve gıda sanayinin vazgeçilmez ham maddesi buğday hasatı bazı bölgelerimizde başladı. Her yıl olduğu gibi bu yılda çiftçilerimiz artan maliyet karşısında ürettiği üründen hak ettiği geliri elde etmeyi bekliyor. Ülke genelinde tüm Ziraat Odalarımızın Buğday maliyet raporlarını Türkiye Ziraat Odaları Birliğimize bildirimleri sonucunda bölgesel bazlı değişmekle birlikte, Genel Başkanımız Sn.Şemsi Bayraktar’ın açıklamış olduğu ortalama buğday maliyet raporuna göre son 1 yılda girdilerdeki fiyat artış oranları:
Mazot :Yüzde 105
Gübre : “ 36
Arazi Kirası : “ 64
İşçilk Ücretleri : “ 75
Zirai İlaç : “ 52 oranında artış oldu.
Çiftçilerimizin buğday tohumunu toprakla buluşturduğu günden hasada kadar yaptığı yapacağı harcamalar dikkate alınarak yapılan maliyet hesabında kuru şartlarda üretimi yapılan buğdayın ortalama maliyetin geçen yıla göre yüzde 62 oranında artarak kilogramı 10 Lira 87 Kuruş olarak tespit edildi.
Tarımsal girdi maliyet kalemleri her yıl enflasyon üzerinden veya enflasyon rakamlarını katlayarak arttı. Sonuçta maliyet etkenlerinin fiyatlarını ne yazık ki çiftçilerimiz belirleyemiyor. Ancak çiftçilerimiz ürün fiyatlarındaki artışın gerçekleşen enflasyonun üçte biri oranında artmasından dolayı ürün fiyatlarının düşük kalması sebebiyle Çiftçilerimiz mağdur olmaktadır.Bu nedenle para kazanamamaktan şikayetçidirler. Hatta ve hatta “Arazilerimizi işlemesek meraya bırakıp üretim yapmasak daha kazançlı olacağımız kesin sadece ekipmanlarımızı satıp bankaya yatırsak ürettiğimiz mahsulün on katından daha çok kazanırız” diyerek üretimden soğuduklarını ifade ediyorlar.Bu durum hiç birimizin istediği bir şey değildir.Çiftçilerimizin Buğday üretiminin de sürdürülebilirliğini sağlamak, ithalata olan bağımlılığı azaltmak için üreticilerimizi her koşulda üretime teşvik etmek amacıyla gerekli tedbirler zamanında alınmalıdır.Faiz ve enflasyon altında üreticilerimiz kesinlikle ezilmemelidir.
Çiftçilerimiz gereğini yaptı.Bu ülkemiz için stratejik öneme sahip buğdayını üretti.Toprak Mahsulleri Ofisi hasat başlamadan 10 Lira 87 Kuruş olan üretim maliyetini ve enflasyonu dikkate alarak maliyete yüzde 40 kar marjı koyduğumuzda olması gereken fiyat 15,20 TL olarak açıklayarak çiftçilerimizi bir an önce rahatlatmalıdır.
Son günlerde Toprak Mahsulleri Ofisi depolarının doluluğunu ve dünya buğday fiyatlarının düştüğüne yönelik açıklamalar çiftçilerimizi tedirgin ediyor.Bu doğrultuda Toprak Mahsulleri Ofisi’nin sorumluluğunun geçmiş yıllara nazaran bu yıl daha da arttığı aşikardır.
Toprak Mahsulleri Ofisi hasat başlamadan alım merkezlerini hazır hale getirmeli, gerekirse geçen yıl olduğu gibi yığına alım yaparak, gelen buğdayın tamamını alacağını açıklamalıdır.Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da Tarım Kredi Kooperatifleri ve Türk Şeker’de Buğday alımı yapılmalıdır.Hasat başlamadan önce 2024 yılı prim destekleri enflasyon oranları da dikkate alınarak bir an önce açıklanmalıdır.
Bilindiği gibi Tarım Hayvancılık birbirini tamamlayan sektörlerdir. Tarım olmazsa hayvancılık ta olmaz. Ülkemizde yapılan en büyük yanlışlıklardan birisi ithalatın üretiminden daha öncelikli durumda olması,burada çeşitli grupların kazanç sağlama öncelikleri var ama Devlet düzenleyici olarak çeşitli kanunlar ve yönetmeliklerle isterse engelleyebilir.Tarım ve hayvancılıkta o kadar yanlışlıklar yapıldı ki günümüzde çiftçilerimiz bu yanlışlıkların ceremesini çekiyor.Türk tarımı adeta kaderine terk edildi.Çiftçilerimiz zarar ederek borç batağına itildi,Çiftçilikle uğraşan nüfusun yaş ortalamasının yükselmesi verimliliği düşürdüğü gibi (istatistiki verilere göre ortalama yaş 58 yaş) gittikçe de daha da yükseliyor.Türk tarımı ve hayvancılığı sahipsiz ve bu böyle devam ederse stratejik sektör daha da zayıflayarak paramız olsa da gıdaya ulaşmak zor olacak.
“Üretim yerine ithalat yaparız paramız var istediğimiz yerden alırız” dersek bir gün gelir alamaz duruma düşeriz!!! Bir Sümer atasözünde şöyle denmektedir ”Altını gümüşü olanlar; Öküzü,Koyunu,Buğday olanların kapısında beklerler “dedi.
Başkan Arslan, son olarak, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin sorumluluğunun arttığı bir dönemde çiftçilerin
beklentilerine yanıt vermesi gerektiğini vurguladı ve Tarım Kredi Kooperatifleri ile TÜRKŞEKER’in de
buğday alımı yapması gerektiğini belirtti.
Buğday üreticileri, hasat dönemi öncesinde yaşadıkları ekonomik sıkıntıların giderilmesi ve
ürünlerinin değerinde satılması için ilgili kurumların adım atmasını bekliyor.
HABER: AYLİN AYAZ