Babaeski İlçe Müftülüğü tarafından çocuklara verilen 2016 Yaz Kur’an Kursları, 20 Haziran Pazartesi günü Cedid Ali Paşa Cami’nde başladı.
HABER MERKEZİ
Yaz Kur’an kursu, Babaeski Cedid Ali Paşa Cami’nde haftanın beş günü saat 10.00-10.45 arasında üç kurs halinde yapılıyor. Kursta ikinci hafta başladı.
Kur’an kursunda; Babaeski İlçe Müftü Vekili İbrahim Yaman, Cedid Ali Paşa Camii Müezzin Kayyumu Hüseyin Kara, Yardımcı Hocalar Feyza Bağcı ile Ayşe Kapılı öğreticiler olarak görev alıyor.
Yoğun ilginin olduğu Kur’an kursunda; 45 kız öğrenci, 35 erkek öğrenci kayıtlı olarak yer aldı. Kur’an kursu 19 Ağustos’ta sona erecek.
Kur’an kursu hakkında bilgilendirmelerde bulunan Babaeski İlçe Müftü Vekili İbrahim Yaman şu ifadeleri kullandı; ‘’2016 Yaz Kur’an Kursları 20 Haziran 2016 itibariyle başladı. Çocukların camilere Kur’an öğrenmeye gelmeleriyle camilere bir başka güzellik geldi.
Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımız Kur’an öğrenmek için camilerimizi doldurdular. Anne babalarda başka bir heyecan, çocuklarda başka bir heyecan var. Çocuklar, ruhları boş beyinleri boştur. Onlar Allah’ın bize bir emanetidir, bu emanetlerin beyinlerini ve ruhlarını doldurmak Yaradan tarafından tamamen bize bırakılmıştır. O kadar zekidirler ki söylediklerinizi anında kaydederler. Bilgisayardan çok daha hızlıdırlar ne söylerseniz hemen alırlar. 21. yy. çocukları çok daha farklıdır, onların dünyasına inemezsek onları anlayamazsak onlarla iletişim eksikliği yaşarız.
Kur’an kursuna geldikleri ilk günlerde camiyi merak ederler. Caminin cezbediciliği onları da büyülemiştir adeta. İlk günlerde biraz sıkılgandırlar. “Ben buraya nasıl uyum sağlayacağım,” sorusunu geçirirler küçücük beyinlerinden. Bu soruyu sorduklarından belki kendileri de farkında değildirler. Okulda sıra ortamı fakat camide yere oturmak zorunda kalmışlardır. Daha sonra Kur’an alfabesini okumaya başladıklarında “ben bunu başarabilecek miyim” sorusu ikinci bir sorudur. İlk dersi öğrenmeye başlayınca heyecan gelir. Bir de arkadaşı ondan ileri derse geçmişse artık rekâbet ortamı başlamıştır. “Hocam ben bir daha okumak istiyorum, arkadaşıma yetişmem lazım, benim ödevim neresi?” istek ve sorularıyla karşılaşırsınız. Kur’an okumaya başladıklarında ise günahsız ağızlarında Kur’an ayetlerini dinlemek artık başka bir güzelliktir.
2-3 sayfa okuduğu halde “hocam biraz daha okuyabilir miyim” sorusuyla karşılaşırsınız. Kursun sonlarına doğru da “hocam hatim cemiyeti yapacak mıyız, nasıl yapacağız, ben hangi duayı okuyacağım, bu ilahiyi okusam olur mu soruları sizi de heyecanlandırır artık. Hoca olarak siz de o heyecanın içinde kendinizi bulur, çocukların dünyasına girmişsinizdir farkında olmadan… Onların hatim cemiyetleri bambaşka bir heyecan olur. Anne babalarının onları dinlemeye gelmeleri, akrabaların davet edilmesi, o kalabalığın önünde heyecandan titreyen sesleriyle dualarını okumaları, hayatları boyunca unutamayacakları bir anı olarak beyinlerine kazınacaktır. “Ben hatim cemiyetine katıldım” cümlesi onlar için hayatları boyunca söyleyecekleri madalya gibi bir cümledir.
Anne babalar olarak bu heyecanı yaşamalarına engel olmayalım çocuklarımızın. Bir anne babanın en büyük sermayesi çocuklarıdır. Sevap olarak ta en büyük sermayedir. Düşünebiliyor musunuz? Çocuğunuzun Kur’an öğrenmesine vesile oldunuz, çocuğunuz kuran okudukça sevap işledikçe size de sevap yazılacaktır. Onun sevabından hiçbir şey eksilmeyecektir.
Batı ülkelerinde çocuklar 18 yaşına girince anne ve babasının evini terk eder ve yalnız yaşamaya başlar genelde. Çünkü anne baba onlar için hiçbir şey ifade etmez 18 yaşına kadar onu büyütmüş ve işi bitmiştir. Bundan sonra herkes hayatını yaşar. Kimse kimseden sorumlu değildir. Anne ve babayı dinleme mecburiyeti diye bir şey yoktur onların lugatında. Bu öğretilmemiştir çünkü. Anne baba 18 yaşından sonra evlatlarının ferahını süremez, cıvıl cıvıllık yoktur evlerde. Fakat bizde Müslüman ülkelerde öylemi? Evlat 40 yaşına da gelse anne babaya “öf” bile denilmeyeceğini öğrenmiştir, anne ve babanın sözünden çıkılamaz, anne babaya karşı çıkmak büyük günahlardandır, düsturlarını öğrenen çocuklar hayatları boyunca kaç yaşına girerlerse girsinler anne babalarına “of” bile demezler diyemezler. Camide bunu öğrenmişlerdir çünkü.
Günahı sevabı öğrenirler camide. Önce kendilerini yaratan Allah’ı. Ondan sonra Allah’ın; dinleyeceksin! Saygılı olacaksın dediği Anne Babalarını dinlemeleri gerektiğini öğrenirler camide. Hiçbir kimsenin görmediği, kameraların olmadığı yerlerde de hafaza meleklerinin kameraya çektiğini, Polisin olmadığı yerde de Allah’ın kendilerini gördüğünün de bilincindedirler artık.
Topluma faydalı bir birey olmaları gerektiğinin bilincindedirler. Halka hizmetin Hakka hizmet olduğunun bilinciyle toplum yararına olan hiçbir fedakarlıktan kaçınılmaması gerektiğini de bilirler…
Kuran okumanın faziletleri ile ilgili Hadis-i Şerifler:
“Kur’an’ı öğreniniz. Şüphesiz o, kıyamet günü ehli için çok iyi bir şefaatçi olacaktır.” (Müslim)
“En hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.” (Buhari, Müslim)
“Allah’ın kitabından bir harf okuyanın, okuduğu harfe karşılık sevabı vardır. Bir iyilik on katıyla değerlendirilir. Elif, Lâm, Mîm bir harftir demiyorum. Elif de harftir, lâm da harftir, mim de harftir” buyurmaktadır (Tirmizî ).
“Kur’an’ı okumak kendisine zor geldiği halde onu takılarak okuyana iki sevap vardır” buyurmuştur (Buhârî, Müslim).
“Kim ki Kur’an okur, O’nunla amel ederse, ana ve babasına kıyamet günü öyle bir tac giydirilir ki, O’nun ziyası, dünya evlerindeki güneşin ziyasından daha güzeldir. Ya O’nunla amel edeni siz ne sanıyorsunuz. ” (Muâz b. Cebel’den).
“İnsanlardan Allah’ın ehli olanlar vardır. Kimdir onlar, Ya Resülallah! dediler. Kur’an ehli, buyurdu. Onlar Allah’ın ehli yakın ve has kullarıdır.” (İbni Mâce, Neseî).
“Ümmetimin en faziletli ibadeti Kur’ân okumaktır.” (Feyzu’l-Kadir)
“Allah evlerinden bir evde, Allah’ın kitabını okumak ve aralarında müzakere etmek için toplanan kimselerin üzerine huzur iner, onları rahmet kuşatır, melekler etraflarını sarar ve Allah onları kendi katında bulunanlara överek anlatır.” (Ebû Davud, Tirmizî)
Kur’an Hakkında Ashab’ın ve Alimlerin Sözleri
Süfyan es-Sevri (r.a) şöyle demiştir:
“Kişi Kur’an’ı okuduğu zaman, melek onun gözlerinin ortasından öper.”
Amr b. Meymûn (r.a) şöyle demiştir:
Sabah namazını kıldığı zaman Kur’an’ı açıp yüz ayet okuyan bir kimseyi Allah Teâlâ, bütün insanların yaptığı hayırlı amelleri yapmış bir kimse gibi, yüceltir.” ‘’