Tema Vakfı Sorumlusu Hakan Dedeoğlu gündem ile ilgili gazetemize yaptığı açıklamasında şunları ifade etti;
Süleyman Demirel’in eski arkadaşlarının bulunduğu ortamda bir gazeteci sorar
” Sayın Demirel, Türkiye’nin durumunu tek kelimeyle özetler misiniz? ”
Demirel: iyi..
Herkes şaşırır, Demirel mevcut duruma iyi demiştir sonuçta. Ama devam eder.
Demirel: Ama iki kelimeyle özetlememi isterseniz “iyi değil”..
Değerli Dostlar;
Düşünüyorum da, taşkın yaşandığı o gece “ HIZLI TREN “ çalışıyor olsaydı, ( ort. hız saat: 200 km ) Alpullu ve çevresindeki hatta, sonuç acaba nasıl olurdu?
Tam olarak bende “Alpullu Tren hattı ” resminde olduğu şekliyle, ifade etmem gerekirse,
Trakya da işler “ Tek kelimeyle İYİ, iki kelimeyle İ Y İ D E Ğ İ L
BU TOPRAKLAR” YAĞMA HASAN’IN BÖREĞİ “DEĞİLDİR!
Son 40 yıldır, Trakya da; Toprak, Su ve Hava birbirine düşman edildi!. Neden?.
O kadar sebep var ki, aslında bu düşmanca davranış için..
Mesela Ergene Nehri;
Adı üzerinde ergenlik, üretkenlik ve verimlilik anlamına gelen Ergene, mesela bugün hala pırıl pırıl ve tertemiz olsaydı bunu çok iyi düşünmek gerekir!. Acaba, “ Kimin işine gelmezdi! “ diye..
“Tabii ki ülkemin gelişmesini, insanımın daha sağlıklı kalmasını ve yarınlarda önemi hiçbir zaman değişmeyecek olan Trakya bölgesinin tarım, hayvancılık ve ona bağlı sanayileşerek gelişmiş ileri bir gıda üretim deposu olmasını..”
Yüz yıllardır Ergene Ovasında, bazen toprak suya, bazen de su toprağa ve her ikisi ise havaya hayat katmışlar, tüm canlılara doğal bir yaşam adına.
Bu düzeni değiştirmek insana yakışır mı? Üstelik insanlık adına diyerek!..
Değerli dostlar; geri dönülemez yolda ısrarcı olmak, doğal yaşamı sadece yok eder.
Gelin hep birlikte geleceğe dair, çevre güvenliğini de öne çıkaralım ve ona sahip çıkalım.
Çünkü bu topraklar“ Yağma Hasan’ın böreği “değildir, olmamalıdır.
“ARTIK SUDAN BAHANELER İSTEMİYORUZ “
Son 91 yılın en kurak dönemini yaşayan Trakya’da son günlerde etkili olan yağmur ve kar yağışlarının ardından Edirne’deki Ergene ve Meriç nehirlerinin su seviyeleri arttı.
Meriç Nehri’nin debisi 1 Şubat’ta, İpsala’da 729 metreküp/saniyeden 1404 saniye/metreküpe yükselirken, yağış kirliliği ile gündemde olan Ergene Nehri’nin su seviyesini de artırarak, taşmasına neden oldu.
‘OCAK AYINDA SON 30 YILIN EN FAZLA YAĞIŞINI ALDIK’
Ergene Nehri, Kırklareli’nin Pehlivanköy İlçesinde ve Edirne’nin Uzunköprü ilçesinde taşarak, bölgedeki ekili tarım arazilerini sular altında bıraktı.
Ve, Trakya’da etkili olan yağmur sonucunda yaşananlar..
Sorun gerçekten büyük!..
Marmara Bölgesi’nin Karadeniz kıyılarındaki Yıldız Dağları’ndan doğarak, Saray, Çerkezköy, Çorlu, Muratlı, Lüleburgaz, Babaeski, Pehlivanköy ile Uzunköprü’den geçerek Meriç Nehri ile birleşen ve Saros körfezine dökülen Ergene Nehri, ağır kimyasal atıklar nedeniyle simsiyah akıyor. Eskiden balık tutulan ve yüzülen Ergene nehrinde artık hiçbir canlı türü yaşamıyor.
Trakya’nın can damarı Ergene Nehri’ndeki kirlilik sorunu ne yazık ki bir türlü çözülmüyor. Nehrin debisinin neredeyse yüzde 75’ini sanayi ve evsel atıklar oluşturuyor.
Siyanür ve ağır metallerin bulunduğu Ergene Nehri artık bir su kaynağı olarak kabul edilemez!..
Bu nokta da dikkat edilmesi gereken en önemli husus bu yoğunluk sonucunda bir kısım sanayi kuruluşlarımızın bunu fırsat sayarak atıklarını Ergene nehrine (bypas) deşarj etmemeleridir.
Çünkü yoğunluklarla yaşanan taşkınlar sonucunda nehre bırakılan atıklar ne yazık ki (Resimlerde de görüldüğü gibi ) yatak dışına çıkarak ovalara yani tarım arazilerine yayılmaktadır.
Dolayısıyla kimyasal kirlilik yoğunluğu yağmur sularına karışarak toprak ve yeraltı sularımızı olumsuz şekilde etkileyecektir. Yetkililerin bu konuda daha duyarlı olmalarını bekliyoruz.
” Yani; bu topraklardan beslenenler olarak bizler KANSER olmak istemiyoruz”
