Cumhuriyet Halk Partisi Trakya İl ve İlçe Teşkilatları Alpullu Şeker Fabrikası’nın özelleştirilme kararı alınmasının ardından fabrika önünde basın açıklaması yaptı.
Haber:Hicran SÜNGÜ
Cumhuriyet Halk Partisi Trakya’daki tüm İl, İlçe Örgütleriyle 23 Şubat Cuma günü saat 11:00’da Alpullu Şeker Fabrikası önünde toplanarak basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına katılım sağlayan isimler arasında CHP Genel Başkan Yardımcı Veli Ağbaba, İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal, Ali Şeker, Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet, Edirne Milletvekilleri Erdin Bircan ve Okan Gaytancıoğlu, Kırklareli Milletvekilleri Turabi Kayan, Vecdi Gündoğdu, Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, Panko Birlik Başkanı Ramis Özgen, Babaeski Belediye Başkanı Abdullah Hacı ve Trakya Bölgesindeki tüm CHP’li Belediye Başkanları, İl ve İlçe Başkanları, Kadın Kolları Başkanları, Gençlik Kolları Başkanları, parti üyeleri ve vatandaşlar vardı.
CHP Kırklareli İl Başkanı Tayfun Okan Çobancık ilk sözü alarak şu şekilde seslendi; ‘’ Şu anda, ülkemiz zor günlerden geçmekte iken, nice çileler çekmiş, nice emekler vermiş, nasırlı elleri ile hem Cumhuriyetin hem de bu fabrikanın tuğlalarını örmüş Atalarımızın, dedelerimizin, harcını umutla kararak inşa ettiği, binlercesini doyuran, yüz binlercesinin çayına, şerbetine, gülücüğüne katık olan mahsûllerin üretildiği bir fabrikanın da ötesinde, bir tarihin önünde bulunmaktasınız.
Sizler şu anda, bırakın pancarı, tohumunu dahi bulamadığımız günlerden kısa sürede o tohumu şekere dönüştürebilecek kapasiteye ulaşmamızı sağlayan Mehmet amcaların, Ayşe annelerin, bu fabrikadan kazandığı cep harçlığı ile çocuğunu okutup doktor çıkartmış, öğretmen çıkartmış, mühendis çıkartmış Osman amcanın alnının terinin aktığı yerde bulunmaktasınız.Sizlerin görevi çok büyük. 26 Kasım 1926 da kurulan bu fabrika Medeniyet demektir.Burası bir fabrika değil, bir antiemperyalist başkaldırının ortaya çıkması demektir, burası bir kızgın sesleniştir. Bu fabrika Medeni Kanunumuzla aynı yaştadır.
Bugün sizlerle toplanmamıza sebebiyet veren sürecin uzunca bir geçmişi bulunmaktadır. 90 lı yıllarda kapasitesi 600 bin tonun üzerine kadar çıkan bu fabrikada yüzlerce işçi çalışmakta, binlerce karın doymakta ve çiftçimiz fabrikaya pancarını gönül rahatlığı ile emanet edebilmekte iken son 15 yılda ne değişmiş olabilir ? Neler değişmedi ki.
Önce türlü sıkıntılara sokup tarım arazilerini tek tek çiftçinin elinden aldılar, tarlasını satmaktan başka çaresi kalmayan çiftçim küçüldü de küçüldü. Sonra bir de baktık tarlaya ekecek tohumumuz kalmadı, ithal ettik.Mazot dedik, mazotu traktöre koyacak gücümüz kalmadı.Tüm zorluklara rağmen Küçük tarlalarımıza ektiğimiz pancarlarımız, buğdaylarımız, ayçiçeklerimiz de bir de baktık ki elimizde kaldı, ya da yok pahasına elimizden alındı.Yani, durum gördüğümüzden çok daha vahim, evet fabrika elden gidiyor ama, aynı zamanda fabrikaya pancar, pancara tohum, tohuma para da kalmadı.
Tüm çığlıklarımıza kulaklarını kapatıyorlar ve ısrarla diyorlar ki özelleştirilince fabrikanın kapasitesi artacak, fabrika daha çalışabilir hale gelecek. Biz de buradan diyoruz ki, hayır öyle değil, bu halkı artık kandıramayacaksınız.Biz size istediğinizi vermeyeceğiz. Cumhuriyetin son kalesini sizlere teslim etmeyeceğiz. İşçiyse işçi burada, pancarsa hep birlikte kendi ellerimizle topraktan söküp çıkaracağız, ve bu fabrikayı ayakta tutacağız kimse bizden Mustafa Kemal Atatürk’ün temelini attığı bu tarihten kolaylıkla çıkıp gitmemizi beklemesin. Biz Buradayız ve sizden fazlayız.’’
“İLK MÜCADELE ALPULLU’DA BAŞLADI”
Ardından Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba söz alarak yaptığı konuşmada şunları aktardı; ‘’Geçtiğimiz günlerde 14 şeker fabrikasının satışı gündeme gelince Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu 20 milletvekilinden oluşan bir komisyon kurdu ve bütün Türkiye’deki satılmaya çalışılan şeker fabrikalarının satılmaması için mücadeleyi başlattık. İlk mücadele bugün ilk kurulan şeker fabrikası olan Alpullu’da başladı. Alpullu’da başaracağımız her şey Türkiye’deki şeker fabrikalarına örnek olacaktır. Bu nedenle Trakya’da ekmek kazanan herkese büyük görev düşüyor. Burada yapacağınız mücadele sadece Alpullu için değil, Ağrı’sından Elbistan’ına Tokat’ından Çorum’una kadar bütün fabrikaların üretmesini sağlayacaktır. Hep beraber fabrikamıza sahip çıkacağız. İşgalse işgal, bu fabrika satanların malı değil, sizin babalarınızın, dedelerinizin, çocuklarınızın, torunlarınızın malı. Bugün iktidar sadece Cumhuriyet ‘in anlayışıyla sorunlu değil. Cumhuriyet’in kurmuş olduğu üretimle, fabrikalarıyla sorunlu. Kilit vurmadıkları kurum kalmadı.Son aşama şeker fabrikaları. Özelleştirme adı altında satmaya kalkışıyorlar. Bilin ki yerli ve milli olduğunu iddia eden hükümet, bu fabrikaları satarken kimseye danışmadı. Bu satış talebi, böyle bir istek, Türkiye’de hiçbir siyasi partiden, hiçbir yurttaştan gelmedi. Hep beraber ekmeğinize sahip çıkın. Bilin ki eğer şeker fabrikaları özelleştirilirse, geçmişte özelleştirilen kurumlar ne hale geldiyse, burası da aynı hale gelecek. Eğer bu kentin ölmesini istemiyorsanız Alpullu Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesine izin vermemeniz gerekiyor. Hep beraber şekerimize sahip çıkma zamanı. Şekerden daha milli bir ürün yok. Şekerden daha milli ürün yok. Şeker sadece şeker fabrikasında çalışan on bine yakın işçiyi ilgilendirmiyor. Şeker aynı zamanda pancar eken yüz binlerce insanı ilgilendiriyor. Nakliyeciler, hayvancılık yapanları ilgilendiriyor. Bu nedenle bu mücadelede Cumhuriyet Halk Partisi olarak sonuna kadar sizlerin yanındayız. Namusumuz, şerefimiz gibi sahip çıkacağız. Vatan savunması sadece sınırda düşmanlara karşı silah çekmekle olmaz. Vatan savunması bize bırakılan miraslara da sahip çıkmakla olur. Bu bir vatan savunmasıdır. Alpullu’yu korumak, Türkiye’yi korumaktır. Şeker fabrikalarına sahip çıkmak Türkiye’nin kaderine sahip çıkmaktır.’’
“ÖZELLEŞTİRME PANCAR VE ŞEKER ÜRETİMİNİN GELECEĞİNİ DOĞRUDAN ETKİLEYECEKTİR”
S.S.Alpullu Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Adına Başkan Ramis Özgen ise; ‘’ Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleriyle kurularak 1926’da üretime başlayan Alpullu Şeker Fabrikası’nın 4 yıl aradan sonra geçen yıl Trakya çiftçisine yeniden kapısını açması ve faaliyete geçmesi üreticiler tarafından memnuniyetle karşılanmıştı.Fabrikanın faaliyete geçmesi sonrasında Trakya Bölgesindeki pancar üretimi 18 bin tonlardan 130 bin tonlara kadar yükseldi. Bizler önümüzdeki sene bu rakamın 250 bin tona yükseleceğine inanırken, bu fabrikanın tekrar özelleştirme kapsamına alınması büyük bir hayal kırıklığı yaşanmasına neden olmuştur.
Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamalarda şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle ilgili konuşmuş “Türk Telekom’u, Tüpraş’ı özelleştirebilirsiniz ama iş şeker fabrikalarının özelleştirilmesine geldi mi bu konuyu 40 kere düşünmemiz lazım” demişti. Ancak gelinen noktada şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde gerekli ve yeterli araştırmanın yapılmadığı ve alınan kararın doğru olmadığı da anlaşılmıştır. Özelleştirme stratejik bir ürün olan pancar ve şeker üretiminin geleceğini doğrudan etkileyecektir. Bu nedenle fabrikanın özelleştirme sonrası kapanması durumunda fabrikada fiilen çalışanların yanı sıra, fabrika hinterlandındaki on binlerce çiftçi ailesi ile bölge hayvancılığı ve nakliyeciler ile bölge esnafı da olumsuz etkilenecektir.
Şekerpancarı üreticilerimizin tarımsal bilgi ve kültür düzeylerini yükselten, ailenin tüm fertlerine çalışma imkânı ve istihdam sağlayan, nüfusun kırsal kesimde tutulmasına, iç göçün yavaşlatılmasına ve bölgesel kalkınmışlık farklarının azaltılmasına en büyük katkıyı sağlayan ürünlerin başında gelmektedir.
Özelleştirmeden doğrudan etkilenecek şeker sanayinin dışında bu özelleştirmenin asıl etki alanını tarım ve şeker pancarı tarımını yapan üreticiler oluşturmaktadır. Bugün 1,5 milyon üretici pancar kooperatiflerinin ortağıdır. Yani bu özelleştirme aileleriyle birlikte yaklaşık 10 milyon insanımızı ilgilendirmektedir.
Şeker pancarı, istihdam sorununa çözüm olabilecek en önemli üründür. Çapa ve hasat dönemlerinde 250 bin tarım işçisi ve az topraklı çiftçiler ile işsizlere 100 gün süreyle iş imkânı sağlar. Aynı zamanda bir dekar şeker pancarı tarımı, tarımda 80, sanayide 13 saat olmak üzere toplam 93 saat istihdam sağlamaktadır. Şeker pancarı, yüksek oranda tarımsal girdi kullanımı gerektiren bir bitkidir. Bu nedenle yan sektörlerin gelişmesine en fazla destek sağlayan, en önemli sanayi bitkisidir. Şeker pancarı tarımı ve Şeker sanayi kendi sektörü dışında taşıma sektörüne de yılda yaklaşık 25-30 milyon ton iş hacmi yaratmaktadır. Bu yönüyle şeker pancarı, tarım ve endüstri kesiminde yarattığı geniş istihdam alanı ile etkin bir sosyal boyut kazanmaktadır.
Pancar, dünyada olduğu gibi ülkemiz şartlarında da katma değeri en yüksek üründür. Yetiştirildiği alanlarda diğer ürünlere göre dört kat daha fazla katma değer sağlamakta, şeker pancarı ve pancar şekeri sanayii ülke nezdinde yılda yaklaşık 3 milyar dolar katma değer yaratmaktadır.
‘ÖZELLEŞTİRME SEKTÖRÜN SONUNU GETİRECEKTİR’
Pancar tarımı ve pancar şekeri sektörü; istihdam yaratıcı, tarımı ve hayvancılığı geliştirici, yan sektörleri destekleyici etkileri, çevre dostu, en fazla katma değer yaratan sektörlerden biri olması, özellikle de sağladığı sosyal faydanın büyüklüğü nedeniyle, tüm dünyada korunan ve desteklenen sektör durumundadır. Bu Özellikleriyle de ülkemizde bir tarımsal kalkınma aracı olarak kullanılan şeker pancarı tarımı ve şeker sanayi sektörü ekonomik gerekmeler dışında sosyal gerekçeler ve güvenlik stratejileri açısından da önemli bir işlev görmüştür.
Şeker fabrikalarının bilinçsiz bir şekilde özelleştirilmesinden ülke tarımı ekonomisi büyük bir darbe alacaktır. Avrupa’da şeker pancarı üretiminde söz sahibi olan Türkiye, özelleştirmelerin ardından bu üstünlüğünü kaybederek, şekerde de ithalatçı duruma gelecektir. Şeker piyasası tamamen Cargill’in kontrolüne girecektir. Kısacası bu şartlar gerekli altyapı oluşturulmadan yapılacak bir özelleştirme sektörün sonunu getirecektir. Kararın sonuçlarının iyi değerlendirilmesi gerekmektedir.’’
“FABRİKANIN ÇALIŞMASIYLA TRAKYA’NIN YÜZÜ GÜLMÜŞTÜ”
Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu’nun aktardıkları ise şu şekilde; ‘’ Geldik, 6 ay önce fabrikamızı açtık. Kullanıma başladık ve hemşerilerimizin yüzü güldü. Alpullu’muzun, Babaeski’mizin yüzü güldü. Ve o kadar büyük etkisi vardı ki Trakya’nın yüzü güldü. Ama 6 ay sonra geldiğimiz noktada birde baktık ki tekrar aynı dümen. Maalesef 16 yıldan bu yana ülkemizi yönetenler yine bir özelleştirmeyle, yine bir satış, yine bir pazarlamayla baş başa bıraktı. Ama sattırmayacağız. Bunu hep birlikte başaracağız. Eğer Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte buraya kadar gelen değerler satılırsa, yok edilirse hepimizin üzüleceği günler yakındır. Her yerde her şey için referandum yapanlar, gelip burada referandum yapsınlar. Buradaki referandumda çıkan sonuca göre hareket edelim. Eğer burada satılsın diyen yüzde 2 çıkarsa, ben bugün milletvekilliğinden istifa edeceğim. Ek bütçe yapmak istiyorlar. Para bitti kara göründü. Geçmişte özelleştirme yaptıkları şirketler gibi, geçmişte Cumhuriyet değerlerinin tarihlerini sattıkları gibi, şimdi ek bütçeyle bu seneyi atlatıp, önümüzdeki seçime hazır olmak istiyorlar ama sattırmayacağız. Ve buna hep birlikte engel olacağız. Size söz veriyorum. Bu işin peşini bırakmayacağız. Alpullu’yu sattırmayacağız.’’