Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Babaeski İlçe Başkanı Emre Vural, 18 Mayıs 1944 Kırım Sürgünü’nün 76. Yıldönümü dolayısıyla bir açıklamada bulundu.
‘Türk milleti Osmanlı’nın kayıpları içerisinde Balkan faciasından önce en büyük acıyı 1783 tarihinde yeşil adayı kaybederek yaşamıştır. Bu kayıp Osmanlı içerisinde büyük nümayişlere, tepkilere neden olmuş; Osmanlı Devleti ne yaptıysa Giray’ların yurdunu vatana tekrar katamamıştır’ diyen Başkan Vural, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Yüzyıllar boyunca vatan edindikleri topraklardan bin bir türlü işkence ve zorlukla uzaklaştırılan, yollarda milyonlarcası ölen Türklerin son 150 yılı büyük acılarla doludur.
Bundan tam 76 yıl önce 18 Mayıs 1944 gecesi Kırım Türkleri tarihî yurtları Kırım’dan insanlık dışı bir muamele ile hayvan vagonlarına istif edilerek Sibirya ve Türkistan çöllerine sürgüne gönderilmiştir. Sovyet rejimi tarafından sürgüne gönderilen 400 bin civarında Kırım Türkünün yarısı 22 gün süren sürgün yolculuk ve sonrasındaki birkaç ay içinde soğuk, hastalık ve açlıktan hayatlarını kaybederek şehit olmuştur.
18 Mayıs 1944, unutulması güç olayların cereyan ettiği, insanlık dışı hadiselerin vuku bulduğu ve tarihte yapılan en büyük soykırımlardan birinin gerçekleştiği kara bir tarihtir. 18 Mayıs 1944’teki Stalin zulmü geçtiğimiz yüzyılın en vahşi olaylarına, hak kayıplarına ve katliamlarına en açık delildir.
Büyük sürgünden bugüne 76 yıl geçmesine rağmen Kırım Türklerinin maddi ve manevi kayıpları tazmin edilmemiş, yaraları kapatılmamıştır.
Kırım Türklüğü varlık ve birlik yolunda birçok badireyi atlatmış, eziyetlere dayanmış, işkencelere katlanmış; sonuç itibariyle kimliğini, inançlarını ve tarihî mevcudiyetini korumuştur.
Kırım Türkleri, 1989 yılından itibaren çeşitli anma merasimleriyle başlattıkları 18 Mayıs 1944 sürgün kurbanlarını anma gününü 1992’den itibaren Akmescit Meydanı’nda binlerce Kırım Türkünün katılımıyla yapmaktaydılar. 1994 yılında Ukrayna, 18 Mayıs 1944’ü resmi matem günü ilan etti ve 30-40 bin Kırım Türkünün katılımıyla Akmescit’in merkezinde anmalar 2014 yılına kadar yapıldı.
Rusya, 27 Şubat 2014 tarihinde Kırım’ı fiilen işgal ve uydurma bir referandumu gerekçe göstererek bir kez daha ilhak etti. İşgalci Rusya ve onun işbaşına getirdiği yönetim ilk iş olarak 18 Mayıs 1944 sürgünü anma mitinglerini yasakladı.
Rusya, mücadelelerinde tek bir şiddet eylemi yapmayan Kırım Türklerinin seçilmiş en üst yetkili organı olan Kırım Tatar Milli Meclisini aşırı örgüt gerekçesiyle kapattı. Kırım Türklüğünün Lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun ve birçok Kırım Türkünün vatanlarına girişi yasaklandı.
Kırım Türklüğü’nün fikir, edebiyat ve sanat alanında zirve isimlerden olan rahmetli Cengiz Dağcı, “Korkunç Yıllar”da her türlü eziyeti, zulmü yaşadıktan, yakınlarını ve yurdunu kaybettikten sonra, başka bir ülkede hürriyetine kavuşur. Fakat kendisinin esaretten kurtuluşu da onu mutlu etmez. Çünkü vatanı esirdir. “Yurdunu Kaybeden Adam”ı şu unutulmaz cümlelerle noktalar; “Yurdunu kaybeden adam için hürriyetin bile bir manası kalmadığını şimdi anlıyorum. İçinde doğduğum, gülüp oynadığım yerlerde benim dilim konuşulmuyor artık. Bir zamanlar, o topraklarda dilini konuşan insanların ne olduklarını da bilmiyorum.
Son fırtına, ağacı devirdi. Bizler uçurduğu birkaç yaprak, boşlukta yolunu şaşırmış, ümitsiz ve şaşkın, meçhul bir geleceğe doğru, yalpa vurup duruyoruz.”
“MAZLUM VE MAĞDUR KARDEŞLERİMİZİN ACILARINI PAYLAŞIYORUZ”
Merhum Cengiz Dağcı’yı Fatihalarla anarken, Kırım Türklerinin binlerce yıllık vatanları olan Kırım’dan sürgün edilmelerinin 76. yılında mazlum ve mağdur kardeşlerimizin acılarını paylaşıyor, Rus politikalarını lanetliyoruz.
İkinci Dünya Savaşı’nın devam ettiği yıllarda 18 Mayıs 1944 tarihinden başlayarak sürgüne gönderilen Kırım Türklerinin büyük bir kısmı hâlâ Vatan Kırım’a dönme mücadelelerini sürdürmektedir.
Kırım’ın Türklüğü, Kırım’ın dirliği, Kırım Türklüğünün birliği kaderimizdir, kavlimizdir ve kadim bir yeminimizin gereğidir.
Kırım Türklüğünün geleceği, aynı zamanda Türk milletinin tarihî ve kültürel kazanımları adına ihmal edilemeyecek bir görevdir. Kırım Türklüğü hiçbir zaman yalnız görülmemelidir.
Hissiyatlarının tercümanı olacak, haklarını her alanda savunacak Milliyetçi Hareket Partisi ve dua eden büyük Türk milleti her zaman yanlarında olacaktır.
Sürgün esnasında açlıktan ve hastalıktan hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, anavatan Kırım’a dönme mücadelesi veren kardeşlerimize muvaffakiyet diliyorum.”
Haber: Umut AL