Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, Bayındırlık İmar Ulaştırma ve Turzim Komisyonu toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda; AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz’ın teklifi üzerine Tapu Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanun Teklifi görüşmeleri sırasında bir konuşma gerçekleştirdi.
26 Maddeden oluşan ve 9 maddenin eklenmesini, 17 maddenin değiştirilmesini, 2 maddenin de yürürlükten kaldırılmasını öngören teklif ile ilgili olarak AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz’ın TBMM’nde Bayındırlık İmar Ulaştırma ve Turizm Komisyonu toplantısında bir konuşma yaptı. Minsolmaz yaptığı konuşmasında şunları söyledi: “Kanunlar itibariyle İmar Kanunu, Tapu Kanunu, Medeni Kanun, Hazine Taşınmazları Hakkında Kanun ve Toprak Koruma Arazi Kullanım Kanunu ve Afet riski altındaki yapılan Kentsel Dönüşüm diye vatandaşımızın bildiği kanun, ve Kat Mülkiyeti Kanunu, Hazine Taşınmazlarının Satışına İlişkin mevzuatı ilgilendiren hususlarda hem araziye ilişkin hem yapıya ilişkin hem de bunlarla ilişkin daha önce yapılmış olan imar barışının yapılan hakkında getirmiş olduğu düzenleme ile, İmar Barışı’nın konu olduğu binaların altında bulunduğu gayrimenkuller arasındaki ilişkiyi sağlamak açısından önem içeren düzenlemeleri kapsıyor.
İmar Kanunu’ndan önceki düzenlemelerden önce Tapu Kanunu’nda özellikle kırtasiyeciliği azaltan bazı düzeltme işlemlerinin pratik hale getirilmesi ve hatalı kayıt düzeltmelerinde idarenin insiyatif ve resen bunları yapabilme yetkisini sağlıyor. Tapudaki fotoğraf kullanma olayının azaltılması, kırtasiyecilik ve bürokrasinin azaltılması anlamında önemli bir madde ihtiva ediyor. Kat mülkiyetine tabi yapılarda, çok sık yaşadığımız bir tarafı belediye bir tarafı Tapu Kadastro Müdürlüğü , bir tarafı yüklenici bir tarafı kat irtifak projesi olan yerlerde hatalı blok numaralarıyla hatalı bağımsız bölüm numaralarından kaynaklanan ve daha ziyade taşınmaz maliklerinin bir şekilde sıkıntıyla ve daha sonra harçlar ve satın alma işlemleriyle çözmeye çalıştıkları ve idarelerden kaynaklanıp, sonucu vatandaşa yansıyan hususların çözümüne ilişkin ciddi bir düzenleme var.
Yine tarım arazilerinin korunması hususunda, Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’nun 2005 yılında çıkan ve yürürlüğe giren kanunun köy yerleşim alanlarının genişletilmesine ilişkin hükmünden dolayı, tarım arazilerinin tarımsal amaç dışında kullanılmasını, köy yerleşim alanlarında da köy genişlemelerinde dikkate alınması, toprak kullanımı ve arazi korumasının gerek şehirlerde gerek köylerde ve özellikle bu madde içerisinde tarım izni alınmadan hiç bir alanda genişleme planlama ve yapılaşma olamayacağı hükmü burada getiriliyor. Daha önce İmar Kanunu’nu 39. Maddesinde belediyelerimizin son derece işine yarayan ve sık sık kullandıkları yıkılacak kadar tehlikeli yapılar , kentte güvenlik tehlikesi arz eden ama bu tehlikeyi de maalesef mevzuatın binanın statik dayanımı ile sınırladığı hususu genişleterek , 39. Maddeye genel güvenlik ve asayiş bakımından tehlikeli arz eden yapılan hükmü ile genişletiyoruz ve binanın tek başına statik olarak riskli olmasının yanında güvenlik ve asayiş açısından da tehlikeli olması durumunda idareye bunun izalesi için olanak tanıyan bir düzenleme getiriyoruz.
Yapılaşmamış parsellerde İmar Planı içerisinde olan yapı adaları içerisinde fiilen hukuken yapılaşma olup fakat halen yapılaşmamış parsellerde açık otopark yapılabileceği hükmü getiriliyor. Malumunuz artık araç otopark ihtiyacı gün geçtikçe artıyor. Özellikle büyük şehirlerde.. Bunun için imar mevzuatında otopark olarak ayrılmadığı halde kullanım amacı başka bir fonksiyona tahsil edilmiş parsellerde de açık otopark kullanımına müsaade edilen ve bunu teşvik eden bir madde var.
Yine tarımsal amaçlı kullanılan seralar, bu yönde ciddi bir destek var. Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığımızın desteği yanında seraların yapı mevzuatına tabi olması ve onlara ilişkin ruhsat alma mecburiyeti.. Bunların yapılması hususunda bazı engelleri karşımıza getiriyor. Seraların yapı ruhsatı kapsamında olmadığını buraya getirerek, bunlara ilişkin yol bağlantıları, yol cephe şartları aranmadan geçiş izniyle ve bunların da tapuya şerh edilmesiyle bunların yapılabileceği, özellikle çiftçimizin ve sebze üreticileri açısından önemli bir düzenlemeyi getiriyoruz.
İmar uygulama, imar planları yapıldıktan sonra 18. Maddeye dayalı İmar Uygulaması DOP ve KOP alanları düzenleme ortaklık payı ve kamu ortaklık payı adı altında 2 tane payın vatandaştan alınması mevzu bahis. Düzenleme ortaklık payı vatandaştan bedelsiz olarak alınan ve kamu kullanımına haiz bedelsiz telkin edildikten sonra yetmediği miktarda kamu ortaklık payı alınarak vatandaş mülkiyetinde bırakılan ve daha sonra idareler tarafından kamulaştırılması gereken alan olarak imar uygulamalarında karşımıza çıkıyor. Burada düzenleme ortaklık payını yüzde 40’tan yüzde 45’e çıkartıyoruz. Bu güne kadar ki Danıştay içtihatlarında oluşmuş olan kullanımlar da bu düzenleme ortaklık payı içerisinde geçiyor. Kamu Ortaklık Payı (KOP) ile Düzenleme ortaklık Payı (DOP) aynı oran içerinde yüzde 45 içerisinde çözümleniyor. Buna bilmukabil bu alanların da yetmediği yerde düzenleme imar uygulama sahasında var olan hazine arazilerinin öncelikle kamu kullanımlarına tahsisi öngörülüyor. Bu da çok önemli bir madde. Çünkü bugüne kadar malumunuz Maliye hazinesi arazileri imar uygulamalarına şahıs gibi girip ihtiyaç olan alanlar okul, sağlık tesisi, kültürel tesis alanı resmi kullanım alanlarında hazine alanlarını ayrıca değerlendirme şansımız yoktu. Devlet bir yandan istimlak yapmak zorunda kalırken bir adada, başka bir adada da kamu kullanımına ait hazine yerlerini imar alanı halinde değerlendirmek durumunda kalıyordu.
Yine yapı Kayıt Belgesinde konut ve taşınmazlar için tapu tahsis belgesi alınması ama bu belgeye esas arsa bedelleri ödenmiş olması halinde bu da imar barışından kalan bir sürecin tamamlanması hükmü ayrıca satış bedeli alınmaması. Burada mükerrer bir alım olmaması güne getiriliyor.Tapu sicilinin düzenli tutulmasının sağlanması amacıyla tapu siciline süreli olarak tescil edilmiş bazı şerhlerin süresi geçtiği halde terkin edilmediği ve bu şerhlerin tapu kütüğünde sürekli kalmasının bazı prtaik uygulamalarda sıkıntı yarattığı malumunuz. Buna ilişkin de sürenin sona erdirilmesi ve bu şerhlerin terkin edilmesi ile ilgili bir düzenleme . Tapu kütüklerinde vatandaş lehine yapılan önemli bir uygulama. Belediyelere devredilen taşınmazların kentsel dönüşüm ile ilgili gelişim alanları kararı alındığı tarihten itibaren ecri-misil tahakkuklarının kaldırılması söz konusu. Maliye hazinesi ile ilgili buradaki uygulamada,Maliye Hazinesinin daha önce 4070 Sayılı Kanun kapsamında, belediye sınırları içerisindeki tarla vasıflı ve çiftçilerin kullanımında olan arazilerin satılmaması söz konusuydu. Daha sonra bunların satışına ilişkin düzenleme yapıldı. Hem bir yandan 2B kullanımındaki arazilerin satışı, hem bir yandan da maliye hazinesi adına kayıtlı ve çiftçilik amaçlı kullanılan taşınmazların satışı, yine bu imar barışı kapsamında mülkiyeti hazineye ait olan yerlerde önümüze çıkacak olan süreçteki satışlar burada Milli Emlak Genel Müdürlüğü Maliye Hazinesi taarafından bir uygulama birliği, ortak bir paydada aynı esaslar çerçevesinde satışı düzenleyen maddeler var. Yine hazine adını kayıtlı olup, tarla vasfında olan, çiftçilik maksadı ile kullanılan taşınmazların belediye sınırları içerisinde olsa dahi çiftçilerin edinimi amacıyla bunların da rayiç bedellerinin yarısı üzerinden 2B’den olduğu gibi satışı fakat bunların herhangi bir şekilde tarımsal amaç dışında kullanılmadıkları 3 yıllık süre içerisinde tarımsal amaçla kullanmayanlardan iadesinin geri alınması, ve 30 yıl içerisinde de bunlara ilişkin imar tasarrufları ve bunlara ilişkin doğabilecek imar haklarına dönük bir takım düzenlemeler yapılması yine kanun içerisinde bulunuyor.
Yine Kentsel Dönüşüm Kanunu ile ilgili yapılan düzenlemede, kentsel dönüşüm alanlarında maliklerin müteahhitlerden kaynaklanan yaşadıkları hususları vatandaşlar lehine çözmek amacıyla, maliklerin bu sözleşmeleri feshetmelerine dönük bazı düzenlemeler içerinde bulunuyor. “