Ana Sayfa Gündem 6 Aralık 2019 784 Görüntüleme

“Türk kadını ailenin direğidir”

Haber: Umut AL – Ercan ÜLGER

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Babaeski İlçe Kadın Kolları Başkanı Hatice Gül Bingöl, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü dolayısıyla açıklamada bulundu.

Bingöl, açıklamasında, bugün 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü. Türkiye’de kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının verildiği ve bunun dünyada kutlanmasını sağlayan özel bir gün olarak kabul edilmektedir diyerek açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Atatürk’ün Türk toplumunu yüceltme çabaları doğrultusunda, gelenekçi tutumu ortadan kaldırarak yenileşme arayışı içinde, çağın gereğine uygun kurumları, örgütleri yerleştirmek çabasıyla yaptığı inkılaplar, yeni neslin bu çizgide yetişmesi amacını taşıyordu. Bu nesil Türkiye Cumhuriyetini geleceğe taşıyacaktı, yeni neslin yetişmesi ve eğitiminde birincil rol oynayan Türk toplumunun temeli kabul ettiği aileye ve ailenin de direği olarak gördüğü Türk kadınına çok büyük önem vermiştir. Özellikle hukuk alanında kadınlara geniş haklar tanımıştır. Atatürk, 1923 yılında “…şuna inanmak lazımdır ki dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir” ya da ”…toplumun başarısızlığının asıl sebebi kadınlara karşı olan bilgisizlikten ileri gelir, bir toplumun bir organı faaliyette iken diğer bir organı işlemez ise o toplum felç olur” derken bu yaklaşımını dile getirmektedir.

Ülkemizde Cumhuriyet’in kuruluşunu izleyen ilk on yılda Atatürk’ün önderliğinde çağdaş uygarlığa ulaşma amacıyla yapılan devrimler, kadın haklarının geliştirilmesinin temelini oluşturmuştur. Bu dönemde adım adım eğitimde, ailede, toplumsal yaşamda başta Medeni Kanunun kabulü olmak üzere zamanın koşullarına uygun “yurttaş hakları” eşit olarak tanınmış, devrimlerin en ileri halkasını oluşturan kadınlara seçme seçilme hakkının verilmesiyle kadın haklarında hedeflenen süreç tamamlanmıştır. O yıllarda sadece yasaların çıkarılmasıyla yetinilmemiş, aynı zamanda devrim yasalarının etkin bir şekilde yaşama geçirilmesi için kararlı adımlar atılmıştır.

Türk kadını 3 Nisan 1930’da belediye seçimlerine, 1933’de muhtarlık seçimlerine katılma hakkını kazanmış, 5 Aralık 1934 tarihinde de milletvekili seçme ve seçilme hakkını elde etmiştir 1934’e kadar sadece erkeklerin sahip olduğu seçme ve seçilme hakkı kadınlara da tanınmıştır. Böylece Türkiye’de kadınlar, birçok batı ülkesinden önce seçme seçilme hakkına sahip olmuşlardır; bu hak kadınlara İtalya’da 1948, Fransa’da 1944, İsviçre’de 1971, Japonya’da 1950 yılında tanınmıştır.

1934 yılında kadınlara milletvekili seçme seçilme hakkının verilmesinden sonra 1935 yılında yapılan seçimlerde Türkiye Büyük Millet Meclisine 18 kadın milletvekilinin seçilmesi ve TBMM’de kadın milletvekili oranının % 4,6’ya ulaşması Cumhuriyet devrimlerinin yaşama geçirilmesindeki kararlılığın göstergesidir. Kadınlara o dönemin koşullarına göre çağdaş ve ileri siyasal haklar verilmiş ve yaşama geçirilmiş olmasına rağmen, ne yazıkki 2018 seçim sonuçlarına göre kadın milletvekili oranı % 17 dir.

Yerel yönetimler kadınların siyasal yaşamda yer almaları açısından daha uygun olmasına ve çok sayıda kadının da bu konuda aday olmak istemesine rağmen, 2019 yerel seçimler sonucu da göstermiştir ki, siyasette kadının adı da yeri de yok. 81 ilde sadece 4 kadın aday belediye başkanı olmuştur.

Bilindiği gibi, İnsan Hakları Bildirgelerinde, Anayasalarda herkes için eşit haklar ilkesi kabul edildiği halde, insanların toplumsal konumları yüzyıllardır erkek egemen ideoloji tarafından biçimlendirildiğinden, kadın erkek eşitsizliği günümüzde de farklı alanlarda ve boyutlarda sürmektedir. Siyasal yaşam ise dünyada ve ülkemizde kadın erkek eşitsizliğinin en belirgin olarak görüldüğü alandır. Erkeği “güçlü – akıllı – yöneten”, kadını “güçsüz, duygusal – korunması gereken – yönetilen”  olarak gören erkek egemen zihniyet, kadınların siyasete katılımının önünde aşılması zor bir engel oluşturmaya devam etmektedir.

Kadının siyasal yaşamda yer almasının önündeki engeller:

  • Eğitimsizlik sorunu.
  • Toplumsal ve kültürel yapı.
  • Ekonomik bağımsızlık.
  • Siyasi sistem ve parti yapısı.
  • Kadınların siyasete ilgisizliği.

Ancak, kadının eğitimli olması ve ekonomik bağımsızlığı olması siyasal yaşama katılabilmesi için yeterli olmamaktadır. Bu nedenle, gerçek demokrasinin yaşama geçirilebilmesi için, birçok ülkede görüldüğü gibi Seçim Kanununda ve/veya Siyasi Partiler Kanununda gerekli değişiklikler yapılmalıdır.

Bugün parlamentolarında %40’ların üzerinde kadınların yer aldığı ülkeler, bu eksikliğin telafisi için “kararlı bir eşitlik politikası” uygulayan ülkelerdir.

Son on beş yıldan beri birçok ülkede, üzerinde önemle durulup, gerçek demokrasinin gereği olarak değerlendirilen “kadınların siyasete eşit katılımı” özel önlemlerle ve yöntemlerle desteklenmiş, yerel ve merkezi yönetimlerde belli oranlarda yer almaları sağlanmıştır.  “

Her şeyden önce ülkemizde demokrasinin sağlıklı işlemesi açısından ve Türkiye’nin çağdaşlaşma, değişim ve kalkınması bakımından kadınların katkısına ve bakış açısına gereksinimi vardır. Ne yazık ki, Türkiye eğitimli, donanımlı ve konularında yetkin kadın potansiyelinden yararlanamamaktadır. Yıllardır bu alanda yaşanan eşitsizlik sorununu aşmak ve siyaset kapısını kadınlara açmak üzere gecikmeksizin değişiklik yapılması, gerçek demokrasiye ulaşmak açısından ilk adımdır.

Bugün kadın olarak seçerek veya seçilerek söz sahibi isek bunu her sözüyle bizlere ders veren yol gösteren yolumuzu aydınlatan Mustafa Kemal Atatürk’e borçlu olduğumuzu asla unutmayalım.”

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Tema Tasarım | Osgaka.com